16 Ekim 2025 Perşembe

 ENGELLİLER İÇİN KOPENHAG

 


Avrupa’nın önemli kentlerini gezdiniz, şimdi nereye gidelim derseniz size önereceğim yer, Danimarka’nın Başkenti Kopenhag olabilir. Sessiz, sakın ve huzurlu fakat pahalı bir şehir. Gün itibariyle (Mayıs 2025) Ülkemizle karşılaştırdığınız da bizdeki bazı fiyatlar burası ile boy ölçüşebilir. Ama size de önereceğim kaldığım otelin kahvaltısı ile yapacağınız sandviçlerle idare etmenizde mümkün 😊 Şehir düz olduğundan tekerlekli sandalye için uygun. Ancak bazı yollar karo taşlar nedeniyle ve bazı eski mekanlar taş döşemeleri ile sandalyenize zor anlar yaşatabilir. Bazı müzelerde de tekerlekli sandalye için yapılmamış, sanırım o çağlarda bizim gibi engelli insanlar pek düşünülmemiş. Bu yerleri size aşağıda yazacağım, buralara gitmeniz şartta değil. Ben gideceğim yerleri önceden internetteki gezi notlarından bakarak tespit ediyorum. Tabi bunlar bu notları yazarken tekerlekli sandalyeli olmadıklarından her yeri kendi açılarından değerlendiriyorlar. Bu da gayet normal. Bende bu notlara bakarak yer tespiti yaptığımdan, artık yaşlanmış tekerlekli sandalyeme dayanması açısından epey dua ettim. Neyse dayandı da Bangkok’ta yaşadığım sorunu yaşamadım. Burası bilhassa Roma’da olduğu gibi zemin açısından beni bayağı zorladı. Bu nedenle burayı seçenekleriniz sıralamalarında aşağılara yazıp girmediğiniz diğer şehirleri tercih etmenizi öneririm.

 


 

 

Ama “ben mutlaka gideceğim” derseniz, okumaya devam edin güzel şeylerde bulacaksınız. Ulaşım araçlarının genellikle hepsi tekerlekli sandalyeye uygun, ama şehir küçük olduğundan sadece bir kez metroya bindik. Kalacak yer olarak kaldığım oteli tavsiye ederim. Engelli odası olması, konumu ve tren garına çok yakın olması tercih edilebilir. Otelin adı “Urban House Copenhagen by MEININGER” booking.com’dan rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Kahvaltıyı tercih edin hem dışarından pahalı değil hem de kumanyanızı hazırlayabilirsiniz.



Şehirde trafik çok sakin ve ayrıca belirtmeliyim ki otomobillerin hemen hemen hepsi elektrikli, hem sakin ve hem de sessiz bir şehir.

Kopenhag gezisi 2 günde tamamlanabilir, buna bir günde Malmö gezisini ilave ederseniz eder 3 gün. Bundan fazlası size kalmış. Gezi planınızı kaldığınız otelin konumuna göre planlayabilirsiniz. Bu arada son güne bıraktığımız bazı yerleri o günün sanırım milli tatil olması 

(29 haziran-not alın) nedeniyle gezme şansımız olmadı, o günü alışverişe de ayırmıştık ama a gün büyük mağazalar ve AVM’lerde kapalıydı.

KOPENHAG, DANİMARKA'DA TEKERLEKLİ SANDALYEYLE NASIL DOLAŞILIR



Bu hoş kompakt şehir aynı zamanda oldukça tekerlekli sandalye dostu olduğunu söyleyebilirim. Bu keyifli Danimarka şehrinde biraz zaman geçirmek isteyen tekerlekli sandalye kullanıcıları için Kopenhag'da ulaşım ve ulaşım ile ilgili mutlaka bilinmesi gereken bazı ipuçlarını ve püf noktalarını derledim. 

Kopenhag Şehir İçi Ulaşım Kopenhag yürüyerek gezmesi en zevkli şehirlerden biri olsa da bu durum seyahat ettiğiniz mevsime göre değişebiliyor. Biz ilkbaharda gittik ve hava aşırı soğuk olmadığı için şehrin büyük bir kısmını yürüyerek gezdik. Ama seyahat planınız kış aylarındaysa dondurucu soğukta uzun süre yürümek zorlayabilir. Kış aylarında Kopenhag’a gidiyorsanız şehir içi ulaşım için metro en hızlı ve konforlu seçeneklerden biri. Eğer çok fazla toplu taşıma kullanırım diyorsanız size günlük bilet ya da Kopenhag Kart almanızı öneririm.  72 saatlik Kopenhag Kart, pek çok şehir kartına göre çok daha kapsamlı ve içeriği inanılmaz zengin.

 

Sandalye ile Kopenhag şehir merkezi güzel bir günde çoğunlukla sandalye ile gezilebilir ve en iyi hava koşulları için yaz aylarında ziyaret etmek iyi bir fikirdir. Bazı bölümlerde bu sinir bozucu ama klasik Avrupa parke taşları olmasına rağmen, şehir merkezine genel olarak oldukça erişilebilir ve tekerlekli sandalye kullananlar için çok sayıda iyi yerleştirilmiş kaldırım kesimi bulmaktan memnun oldum.

Erişilemez bir girişi olan ara sıra eski bir dükkanla karşılaşacaksınız, ancak genel olarak Kopenhag sakinlerinin arkadaş canlısı olduğunu ve ihtiyacınız olursa yardım etmeye istekli olduğunu göreceksiniz. Erişilemez girişi olan bir kafe veya restoran olsa bile, birçoğunun kaldırımda açık havada yemek yemek için düzenlenmiş masaları vardır ve hatta bazılarında soğuk havalarda dışarıda yemek yemek isteyenler için ısıtıcılar da vardır.

Kopenhag, şehri tekerlekli sandalyeli gezginler için daha erişilebilir hale getirmek için sayısız iyileştirme yaptığından övünüyor ve bunun doğru olduğunu gördüm. Ayrıca, Kopenhag genel olarak oldukça küçük ve kompakt bir şehirdir ve bu da onu tekerlekli olarak geçmek için Avrupa'nın en iyilerinden biri yapar. En dikkat çekici turistik yerlerin çoğu birbirine yakındır, bu nedenle bir günü sadece bir cazibe merkezinden diğerine sandalye ile tek başınıza geçirmek kesinlikle mümkündür

Oraya gitmeden önce bir Kopenhag haritasına bakmanızı ve her bir varış noktasına buna göre nasıl ulaşacağınızı planlamanızı tavsiye ederim. Kopenhag'ın merkezi Belediye Binası Meydanı'dır  ve oradan şehrin en gözde yerlerinden biri olan Tivoli Bahçeleri ‘ne, Merkez Tren İstasyonuna ve ana otobüs terminaline sandalye gitmek kolaydır.

Ulaşılabilir Taksiler Kopenhag'daki tüm taksiler katlanabilir tekerlekli sandalyeleri kabul ediyor,

Metro Diğer birçok şehirde, metro sistemi tekerlekli sandalye kullananlar için gezinmek için zor olabilir. Kopenhag'da bunun tersi doğrudur. Neredeyse tamamen erişilebilir ve bence şehri dolaşmanın en kolay yolu bu. Her metro istasyonu bir asansör veya asansör ile donatılmıştır ve tüm metro sistemi inşa edildiğinde erişilebilirlik düşünülerek tasarlanmıştır.

Tren Metro istasyonları gibi Kopenhag'daki tren istasyonlarına da asansörler veya diğer erişilebilir girişler içeren tamamen erişilebilir. Treni beklerken, ön vagonun çekileceği yerde beklediğinizden emin olun, böylece sürücü koltuğunuza binmenize yardımcı olabilir. Bu sadece bir nezaket değil-gerekli, çünkü bir personelin binebilmeniz için rampayı döşemesi gerekiyor. O zaman, ona hangi istasyondan çıkmayı planladığınızı da söyleyebilirsiniz, böylece sürücü size o zaman da yardımcı olabilir.

Otobüsler Resmi şehir içi otobüslerin çoğuna erişilebilir, ancak Kopenhag'ın trenlerinden farklı olarak (aşağıda daha ayrıntılı olarak tartışılmıştır), otobüsün sürücüsü biniş konusunda size fiziksel olarak yardımcı olamaz ve scooterlara izin verilmez. Ancak çoğu otobüsün orta kapısının yanında bir rampa vardır.

Teorik olarak, girmek / çıkmak istediğinizde, orta kapının yanındaki düğmeye basarsınız ve bu, binmek istediğiniz otobüs şoförüne işaret eder. Bununla birlikte, bir refakatçiyle seyahat etmeyen ve onlar için rampayı düşürmek için yardımsever yerlilere güvenmek zorunda kalan tekerlekli sandalye yolcularından da hikayeler duydum, çünkü bazı otobüs şoförleri koltuklarını terk etmelerine izin verilmediğini söyleyecekler. Sadece rampayı düşürmek için olsa bile yardım etmek. Güvende olmak için, otobüsle seyahat etmeyi planlıyorsanız, bunu yalnızca uçağa binmenize yardımcı olacak bir arkadaşınız varsa yapmak en iyisidir.

Otobüslerin bir diğer dezavantajı, rotalarının başlatılmamış olanlar için biraz karmaşık olabilmesidir, bu nedenle rotalarını çevrim içi incelemek ve yapmayı planladığınız rotaları ve durakları listeleyen bir hile sayfasına sahip olmak faydalı olacaktır. Tüm turistik noktalara isabet eden önceden seçilmiş bir rota arıyorsanız, Kopenhag'ın Hop-On, Hop-Off otobüsleri-resmi şehir otobüsleri olmasa da ve kesinlikle şehir otobüslerinden daha pahalıysa-tamamen erişilebilir bir alternatiftir.

Hava alanı ve ulaşımı Kopenhag havalimanı ile ilgili en etkileyici şey, bir Yardım Merkezine sahip olmalarıydı. Yardım Merkezinde engelliler uçuşlarından önce veya transit geçiş sırasında rahatlayabilirler. Merkezde erişilebilir bir tuvalet, kanepeler, hoyer asansörleri ve hatta biraz kapalı göze ihtiyaç duyan gezginler için tahta yataklı bir dinlenme kabini bulunmaktadır. Varışta Yardım Merkezini kullanmadım, ancak 10 gün sonra Kopenhag'dan uçtuğumda bundan tam olarak yararlandım Burada valiz beklerken, şehre metro biletlerini alabilirsiniz. Burada yanlış trene biniyorum derdi yok, hepsi M2 ‘den Vanløse İstasyonuna gitmekte. Metro 3. Terminalin hemen üzerinde yer alıyor. 5 dakikada bir tren geliyor ve 13 dakika sürüyor şehir merkezinde Nørreport istasyonuna gitmek. Bileti alacaksanız bozuk para ve kredi kartı kabul ediyor dikkat edin, atlamayın bu detayı.Aynı şekilde metro dışında tren de mevcut. 1. Terminal ile 3. Terminal arası ücretsiz servis var 5 dakika sürüyor.

Havalananında eğer bir tourist information’a giderseniz, size verecekleri haritada ayrıca sandalye ile (yürüyerek olarakta düşünebilirsiniz)  birçok önemli noktayı görmenizi sağlayan harita üzerine  bulunuyor. İlk gittiğimde çok işime yaramıştı bu harita. Haritada ki rotayı yürüyerek her yeri gezmiştik neredeyse.

İstanbul Kopenhag arası uçak yolculuğu yaklaşık 3 saat sürüyor. Kopenhag Havalananından şehir merkezine gitmek ise oldukça kolay ve sadece 15 dakikanızı alıyor. Pasaport kontrolü sonrası otomatlardan bilet satın alıyorsunuz ve Terminal 3’te yer alan M2 metro hattına (sarı) biniyorsunuz..Kopenhag Havalananından metroya binmek için biletinizi kırmızı DSB otomatlarından kredi kartınızla kolayca satın alabilirsiniz. 1 kişilik single bilet ücreti 30 DKK yani yaklaşık 4 euro. (Bilet ücreti Nisan 2025’e aittir) Satın aldıktan sonra biletiniz 1.5 saat boyunca geçerli. Biletsiz binmenizi asla önermem, kontrole denk gelebilirsiniz.

Gelin şimdi mekan mekan gezilecek yerleri engelli gözü ile gezmeye başlayalım.

CİTY HALL SQUARE (BELEDİYE MEYDANI)





Kopenhag Belediye Binası‘na ev sahipliği yapan bu meydan da, belediye binasının yanı sıra tarihi birkaç yeri de görebilirsiniz. Kopenhag’ın en iyi bilinen meydanlarından biri olması ve şehirdeki diğer cazibe merkezlerinden kolay ulaşabilir olması, bu meydanın en önemli özelliği.1892-1905 yıllarında inşa edilmiş olan Kopenhag Belediye Binası, İtalya'nın Siena Belediye Binasından esinlenilerek tasarlanmış. Belediye Binası’nın 105,6 metre uzunluğundaki kulesine günümüzde çıkılabiliyor. Buradan Kopenhag’ın eşsiz şehir manzarasını da seyredebilirsiniz. Belediye Meydanının bulunduğu yer Kopenhag’ın ünlü alışveriş caddesi olan ‘Strøget’in başladığı yer. Ayrıca meydan, Danimarkalı halk tarafından bir buluşma yeri, konser alanı veya etkinlik merkezi olarak da kullanılıyor.

Meydanın ortasında ejder çeşmesi bulunuyor. Andersen heykeli. Hemen belediye binasının yanında, Tivoli’ye bakan kısımda. Andersen Danimarkalı masal, oyun, roman, şiir, gezi kitabı ve biyografi yazarı. Tekerlekli sandalye açısından hiçbir sorun yaratmayacak şekilde düz. Burada rahatça gezip, insanları ve binaları izleyebilirsiniz, zaten mutlaka yolunuz düşecektir.

 







 

RUNDETAARN

Avrupa’nın en nostaljik gözlem evlerinden birisi. 17. yüzyılda yaptırılan Rundetaarn Rönesans mimari stilin güzel bir örneği ve turistlerin en çok akın ettiği yerler arasında.

Hassas astronomik cihazların zarar görmemesi için merdiven yerine yukarıya 7,5 tur dönen spiral rampa ile çıkıyorsunuz. Kulenin tepesinde ise harika bir Kopenhag Limanı manzarası sizi bekliyor

 





Yuvarlak Kulede asansör yok. Tepeye yakın merdivenler nedeniyle kule maalesef tekerlekli sandalyeli ziyaretçiler için pek erişilebilir değil. Kütüphane Salonundaki sergilere ve diğer etkinliklere erişilebilir, ancak eğimin elektrikli olmayan tekerlekli sandalyelerin tırmanmasını zorlaştırdığını lütfen unutmayın.

Engelli konuklar, diğer ziyaretçilerle eşit şartlarda giriş ücreti öderler. Engelli konuklar ücretsiz olarak bir bakıcı/refakatçi getirebilirler.

Biz bu zorluğu göze alamadık ve sadece önünde resim çektirmekle yetindik.

 

KULTORVET



  

Kultorvet, Kopenhag'ın Eski Kent bölgesinde halka açık bir meydandır. Kultorvet adı “kömür meydanı” anlamına gelir çünkü yerlilerin kömür satın aldığı yerdir. Bugün ise mağazalar, restoranlar ve şaşırtıcı bir şekilde erişilebilir bir tuvaletle dolu bir yaya bölgesi. Erişilebilir tuvalet temelde meydanın ortasında bulunuyor. Tuvalet genişti ve tutma çubukları vardı. Meydan düz ve tekerlekli sandalye için çok uygun.

 




TORVEHALLERME



Torvehallerne, Kopenhag şehir merkezinde bulunan oldukça canlı ve kalabalık bir yemek salonu (pazar).Hem yerel halk hem de turistler arasında bir hayli popüler olan pazar alanında, taze balık tezgahlarından yerel kasap tezgahlarına, mevsim sebzelerinden alkollü içeceklere ve hazır Fas yemeklerine kadar her şey var. Yani Danimarkalı halkın günlük ihtiyaçlarını da karşıladığı bir yer. Torvehallerne iki ana salondan oluşmaktadır. Tekerlekli sandalye için uygun düz bir alanda ve uygun koridorlara sahip, bir şeyler atıştırmak için uygun yerler bulunmakta. Gezerken ve karnınız acıkmışsa 😊mutlaka yolunuz düşer.



STOGET SOKAĞI

 


Kopenhag’da alışveriş yapmak istediğinizde ilk gidebileceğiniz yerlerden biri Strøget Sokağı. Turistik açıdan her zaman yoğun olan Strøget Sokağı şehirdeki en popüler alışveriş merkezleri arasında bulunuyor.

Alışveriş açısından turistlere geniş ve renkli bir yelpaze sunan Strøget Sokağı’nın ayırt edici özelliklerinden biri ise Avrupa'nın en uzun yaya yolu olması. (1,1 km) Sokak 1962 senesinde trafiğe tamamen kapatılmış ve Danimarka’da bu açıdan bir ilk olma unvanını da taşıyor.

Lüks alışveriş mağazalarından daha uygun fiyatlı marka ürünlere kadar farklı alışveriş seçenekleri sunan Strøget Sokağında Louis Vuitton, Hugo Boss, Zara, Hermes, Prada, H&M gibi mağazalar bulunmakta..

 


Strøget Sokağında birçok hediyelik eşya dükkanı da var. Eğer Kopenhag seyahatinizden sevdiklerinize hediyelerle dönmek istiyorsanız bu dükkanlara bir göz atabilirsiniz. Ayrıca logolara meraklıysanız sokaktaki ünlü lego dükkanlarına da mutlaka uğrayın. Gayet geniş rahat güzel bir cadde. Özellikle Tiger markasını seviyorsanız Tiger mağazalarının merkezi burası. Ama dönüşte Ülkemizde bulunan bir mağazasına gittim, fiyatlar bizde daha uygun. Boşuna fazla para harcamayın.

Cadde karo taşlara denk gelmemeye gayret ederseniz tekerlekli sandalyeye uygun. Mağazalara giriş ve üst katlarına çıkış asansörler nedeni ile mümkün. Fiyatlar ucuz değil, genede fiyatlara hakimseniz bazı markalar ülkemizden daha ucuz olabiliyor.

 

TİVOLİ BAHÇELERİ

 






 

 

 

Kopenhag gezilecek yerler arasındaki Tivoli Bahçeleri ise kesinlikle gitmenizi önerdiğim yerler arasında. Çocuk ya da yetişkin ayrımı olmadan her yaştan insanın kendine göre eğlenebileceği peri masalı ambiyansındaki eğlence parkı 19. yüzyılda inşa edilmiş.

Tivoli, Belediye Binası ve Kopenhag Merkez İstasyonu'na sadece birkaç dakikalık yürüme mesafesindedir.

 


 

Tivoli Bahçeleri aslında bir lunapark ve George Carstensen’in çocukluk hayali olarak hayata geçirilmiş. 1843 senesinde Kralın da desteğiyle Carstensen’in projesi onaylanmış.

Walt Disney’in tasarlanmasına da ilham olan Bir lunapark için beklentileri fazlasıyla karşılayan Tivoli Bahçeleri sadece eğlenceli ve adrenalin seviyenizi yükseltecek oyuncaklarla sınırlı değil. Tabi bu arada belirtmek gerekir ki bu oyuncaklar tekerlekli sandalye için uygun değil. Ben denemediğim için bu konuda yardımcı olmam mümkün değil, sadece seyretmekle yetindim. Burada zevkle dolaşıp, vakit geçirebileceğiniz daha birçok şey var. her gece havai fişek gösterisi bulacaksınız



Ağaçlar ve yüzlerce çeşit bitki ile donatılmış park özellikle bahar/yaz aylarında tüm güzelliklerini sergiliyor. Parkta aynı zamanda yaklaşık bini aşkın deniz canlısına ev sahipliği yapan bir akvaryum da var.

Çeşitli gösteri, etkinlik ve şovların da düzenlendiği Tivoli Bahçeleri aynı zamanda yeme-içme olanakları ile de ziyaretçilerine üst düzey bir tatmin sağlıyor.

Yemek konusunda içeride alternatifler bulabilirsiniz. Fast food da var, hoş lokantalarda. Girdiğinizde size verecekleri harita ile gezmeye çalışın mutlaka hem kaybolmayın hem bir şey kaçırmamış olursunuz . otelimize yakın olmasına karşın sadece bir kere gidebildik. Malum giriş ücretli . Hem pahalı ve hemde ne engelli indirimi var, ne de refakatçi indirimi.

 


.

Tivoli Bahçelerinde Erişilebilirlik:T Gezintiler tam olarak tekerlekli sandalye dostu olmasa da, yetenekleriniz ne olursa olsun Tivoli Bahçelerini ziyaret etmenizi şiddetle tavsiye ederim tekerlekli sandalye kullananlar Tivoli'nin tüm girişlerini kullanabilir. Tivoli, restoranlara ve salonlara doğrudan erişimin olmadığı için rampalar bulunmaktadır.  Tivoli'de tekerlekli sandalye erişimine uygun birçok tuvalet vardır: Pantomimeteatret'in (Pandomim Tiyatrosu) yanında, Aile Eğlence Merkezinde (oyun alanının yakınında) ve Glyptotek girişinin yanında.. Merkez İstasyon girişinden (Bernstorffsgade) ve Ana Girişten (Vesterbrogade) basamaksız olarak Tivoli'ye erişim vardır.

 




 

 

 

NY CARLSBERG GLYPTOTEK (SANAT MÜZESİ)





 

 

Glyptotek. Kopenhag'ın kalbindeki bu sanat müzesi, gerçekten eşsiz bir ortamda antik ve modern sanatı sergiliyor. Giriş ücreti yaklaşık 12€ (85DKK). Çok pahalı olmadığından dolayı, sanatseverler için eşsiz bir deneyim sunan bu müze de listeye eklenebilir 1888 yılında bira üreticisi Carl Jacobsen (1842-1914) tarafından kurulan sanat müzesi, sanatı etkileyici mimari ortamda birleştiren iki ana bölümden oluşmaktadır. Eski Eserler Bölümü, 3500 yıllık sanat ve tarih boyunca keyifli bir yürüyüş sağlayan Mısır, Yunan, Etrüsk ve Roma sanatının mükemmel koleksiyonlarına ev sahipliği yapmaktadır. Modern Bölüm, 19.ve 20. yüzyıl Danimarka resim ve heykelinin yanı sıra aynı döneme ait Fransız sanatına odaklanmaktadır. 



Engelliler için Erişilebilirlik



“Glyptotek eski bir binadır ve listelenmiş bir binaya tabidir, bu da müzenin örneğin tekerlekli sandalye kullananlar için en uygun şekilde atanmadığı anlamına gelir. Doğal olarak müzeyi herkes için mümkün olduğunca erişilebilir kılmak için elimizden geleni yapıyoruz. Buna göre, çoğu sergiye engelli asansörü veya normal asansör kullanılarak erişim vardır.” Bu ifade müzenin kendi web sayfasından alınmıştır. Ben yan kapıyı kullanmadan ön kapıdan girdim ve ulaşabildiğim salonları (oldukça sınırlı) gezebildim. Gezemediğim yerleri eşimin çektiği resimlerden paylaşıyorum.  Tekerlekli sandalye kullanıcısı olarak, hangi sergi alanlarını ziyaret etmek istediğinize bağlı olarak müzeye iki şekilde erişebilirsiniz. Fransız Resmi, Yunan ve Roma Heykellerini, Mısır'ı, Antik Akdeniz'i, Kış Bahçesini ve Merkez Salonu ziyaret etmek isterseniz, müzenin çalışma saatlerinde Tietgensgade 25'in yan girişinden girebilirsiniz. Burada kapı zilini çalabilir ve Glyptotek'in personeli ile doğrudan iletişime geçebilirsiniz. Ben Yan kapıya gidemedim, zamanım sınırlıydı Müzeye Giriş refakatçi da dahil ücretsizdi. Yalnız unutmayın müze pazartesileri kapalı.Engelli ziyaretçilere eşlik eden kişiler de müzedeki herhangi bir etkinliğe ücretsiz bilet alabilirler

 




 

Fransız Sanatı 1800-1870Danimarka Sanatı 1780-1930 ve Kafe Pikniğini ziyaret etmek isterseniz, Dantes Plads ve Niels Brocks Gade'in köşesindeki girişin yanındaki kapı zilini kullanın. Tekerlekli sandalye kullananların MısırYunan ve Roma Heykelleri ile 1800-1920 Fransız ve Danimarka Heykellerini ziyaret etmeleri maalesef mümkün değil. Bu, müzenin mevcut olanaklarından kaynaklanmaktadır.Erişilebilir tuvaletler bodrum katında Vestiyer ve Bilet Gişesinin yanı sıra Henning Larsen Binasının girişinde yer almaktadır.

FREDERİK KİLİSESİ






Bakır yeşili kubbesiyle dikkat çeken Frederik Kilisesi, Mermer Kilise olarak da biliniyor ve Kopenhag’da kaçırılmaması gereken yerlerden biri. Kilisenin hem iç mekanı hem de dış cephesi, heykeller ve oymalar ile muhteşem bir şekilde süslenmiş. Kilisenin tarihi 1749 yılına kadar uzanıyor. İlk kez bu tarihte yapımına başlanan kilise gecikmeler nedeniyle 1894 yılına kadar tamamlanamamış. Danimarka’da önde gelen isimlerin heykellerini görmek için kilisenin içine girmeden önce yapının etrafını mutlaka görün. İç mekandaki 19. yüzyılın sonlarına ait çam sunağa göz atmayı da unutmayın. Frederik Kilisesi dini seremoniye sahip düğünler konusunda en popüler olanlardandır. Aynı zamanda kubbesinden panoramik ve nefes kesici bir manzara da sunuyor. Kiliseye giriş ücretsizdir.





Burada özellikle belirtmek istediğim bir husus var. Dünyanın gezdiğim hiçbir yerde görmediğim bir özellik. Ana kapıdaki heybetli merdivenler nedeniyle çıkmak imkansız. Engelli levhasını takip edip, girişe göre sol tarafına geçtik. Ama burada da bizi merdiven karşıladı. Hayal kırıklığına uğradık. En azından bir rampa bekliyorduk, merdivende neyin nesi. Eşim kapıyı çaldı, görevli bir bayan kapıyı açtı, bize gülümsedi. Ve olay ondan sonra başladı. Kadın bir düğmeye bastı veee merdiven kayboldu ve ortaya bir asansör çıktı. Biz hayretler içinde izledik. Ve o asansöre binip kiliseye rahatça ulaştık. Dediğim gibi hiçbir yerde görmediğim bir sistem ile. Bravo doğrusu. (videoyu mutlaka izleyin)

 


NYHAVN KANALI






Kanallar ve nehir boyunca dizilen rengarenk parlak boyalı üçgen evlerin sunduğu muhteşem görünüme tanık olmak için Kopenhag gezinizde  Nyhavn Kanalı mutlaka görmeniz gereken bir bölge, Kopenhag’ın dinamizm noktası.



Parlak renkli üçgen evlerin zeminlerinde kafeler, restoran ya da barlar bulunuyor. Gece hayatı canlı. Tabii ki burası fotoğraf çekmek için de harika bir yer! Turistler nehir manzaraları eşliğinde dolaşıp içine çekildikleri güzel ambiyansın tadını sonuna kadar çıkarıyor.



Kopenhag’ın dokusunu ve ruhunu güçlü şekilde hissedebileceğiniz yerlerden olan Nyhavn Kanalı aynı zamanda şehrin en romantik ve nostaljik noktalarından biri. Nehrin üzerinde 1875 senesinde yapılan ve sonrasında 1912’de yenilenen tarihi bir köprü bulunuyor. Kanalın güneyinde ise turistik ilgiyi artıran tarihi yapılar yer alıyor.




Nyhavn Kanalı’nın limanı ise eski dönem gemi müzesi olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Limanda yüzyıllar öncesinde inşa edilmiş ahşap gemiler demirlenmiş. Bu nostaljik ahşap gemiler tarihi renkli evlerle birlikte kanalın tablo gibi görüntüsünü çok güzel tamamlıyor.



Nyhavn’de gezerken yapılacak en güzel şeylerin başında Nyhavn’dan kanal gezisi geliyor. Siz de bölgeden kalkan teknelerden birine atlayıp şehri bir de kanallar üzerinden keşfedebilirsiniz. Teknelere sandalye ile binmek mümkün. Kanal bölgesi haliyle düz ve tek.Sandalye için uygun. Gerek gündüz ve bilhassa geçeleri görülmesi gereken bir bölge.



Kopenhag Opera Binası Kanal gezisini sonlandığı yerden görülen bina dünyanın en modern opera evleri arasındadır. Aynı zamanda şimdiye kadar yapılmış en pahalı opera binalarından biridir



2,5milyar DKK (yaklaşık370.000.000ABD Doları) maliyetle. Kopenhag'ın merkezindeki Holmenadasında yer almaktadır. Bu ilginç mimarili binayı Uzaktan seyretmekle yetindik

AMALİENBORG SARAYI

 

Rosenborg Sarayı’ndan yürüyerek gidebileceğiniz Amalienborg Sarayı da Kopenhag’da gezilecek yerler listesinde!

İlk önce soylu aileler için inşa edilen ancak 18. yüzyıl sonunda Christiansborg Sarayı’nın yangında büyük zarar görmesi sonucu Kraliyet ailesi tarafından satın alınan Amalienborg Sarayı turistler açısından oldukça dikkat çekici.

Kraliyet ailesinin geçmişi, mücevherleri, koleksiyonları ile saray Kopenhag şehrinin sembolik ve köklü yapıları arasında. Şu an içinde hala Kraliçe Margrethe II oturuyor dolayısıyla sarayın her bölümü ziyarete açık değil.

İçinde müze de bulunan Amalienborg Sarayı’nda son 150 yıldaki kral ve kraliçelerin yaşamlarına ait objeler de sergileniyor. Ayrıca odalar, eşyalar ve genel olarak tüm dekorasyon orijinalliğini kaybetmemiş. Bunun yanı sıra krallara ait bazı özel hobi detaylarının teşhir edilmesi de ilginizi çekebilir.

Birçok turistin seyretmek için geldiği nöbet değişimi merasimini de kaçırmayın. Genellikle bu tören saat 11.30 ile 12.00 saatleri arasında gerçekleşiyor.

Amalienborg Sarayı'nda Erişilebilirlik: (Kendi sitesinden aynen alınmıştır) “Amalienborg Sarayında tekerlekli sandalye kullananlar için asansörler bulunmaktadır. Müzede kapı yoktur. Tekerlekli sandalye erişimine uygun bir tuvalet mevcuttur Ayrıca, eşlik eden bir vasi veya vasi için ücretsiz giriş vardır.

Tekerlekli sandalye kullananlar ve hareketlilik sorunu olanlar, personelimiz tarafından Amalienborg Müzesi girişinde karşılanacaktır. Müze dükkanına, bilet alanına, vestiyere, tuvalete ve sergi alanına asansöre doğrudan erişim sağlayan engelli asansörüne yardımcı olacaklardır.

Mağaza ve bilet alanında, personelimiz evde gezinmenin en iyi yolu konusunda size rehberlik edecektir.

Amalienborg Müzesinde müzenin tamamına erişim sağlayan bir asansör bulunmaktadır. Asansör kapısı genişliği 80 cm, asansör içi uzunluğu ise 145 cm'dir. Asansörün yanındaki bodrum katında erişilebilir bir tuvalet bulunmaktadır. Personelimizden daha fazla bilgi istemekten çekinmeyin.”

Saray meydanını 1771'den kalma Kral V. Frederik heykeli ile çevreleyen Amalienborg, aynı dört binadan oluşuyor. Bunlar Christian vıı'nin Sarayı( misafir ikametgahı olarak kullanılan Moltke Sarayı olarak da bilinir), Frederik VIII'İN Sarayı( Veliaht Prens ailesinin evi olan Brockdorff Sarayı olarak da bilinir), Christian Ix'un Sarayı (Kraliçe ve Prens Eşinin evi olan Schack Sarayı olarak da bilinir) ve VIII. Hıristiyan'ın Sarayı (Levetzau Sarayı olarak da bilinir, Prens Joachim ve Prenses Benedikte için misafir sarayı olarak kullanılır).

 

KÜÇÜK DENİZ KIZI HEYKELİ



Kopenhag gezilecek yerler listesinin en ilgi çekici sanat eserlerinden biri de hüzünlü öyküsü ile Küçük Deniz Kızı Heykeli.Ünlü iş adamı Carl Jacobsen’in finansal desteği ile heykeltıraş Edvard Eriksen yaptırılan Küçük Deniz Kızı Heykeli sadece Kopenhag’ın değil dünyanın en ilgi çekici heykellerinden biri haline geldi.



Yapımında bronz ve granit kullanılan heykel 1913 senesinden beri Langelinie Pier’deki denizin üzerindeki taşlarda duruyor. Yılda yaklaşık bir milyon kişi tarafından ziyaret edilen Küçük Deniz Kızı Heykelinin hikayesi ise meşhur Danimarkalı masal yazarı Andersen’in The Little Mermaid isimli eserine dayanıyor.



Hikayeye göre denizkızı çok sevdiği prens sevgilisine kavuşabilmek uğruna deniz altındaki yaşamını terk etmeyi göze alıyor ancak prens onun yerine başka biriyle evleniyor. Çok üzülen denizkızı ise denizin sularında bir köpüğe dönüşüp yok oluyor.

Jacobsen bu masalın sahne uyarlamasını izledikten sonra deniz kızının hikayesinden çok etkilendiği için Minik Deniz Kızı Heykeli’ni yaptırmaya karar vermiş. Bugün dünyanın çeşitli yerlerinde heykelin kopyası bulunuyor.

Küçük Deniz Kızı. Küçük Deniz Kızı’nın heykeli Kopenhag’da Langelinie limanında bir taşın üzerinde oturur. Heykel Danimarka’nın başkenti Kopenhag’ın simgesi durumundadır. Açıkçası pek anlamış değilim. Şehrin merkezinde değil, büyük ihtişamlı bir şey değil ama pazarlama meselesi tamamen. Nasıl Belçikalılar işeyen çocuğu pazarlıyorsa, buda artık bir pazarlamaya dönmüş, gördüğünüz zaman aa bu muymuş diyorsunuz. Carlsberg (evet bira markasının sahibi) tarafından yaptırılıyor. Modellemeyi yapan Edvard Eriksen bronzdan bir heykel yapıyor istek üzerine. Burada Carlsberg balerin Ellen Price’ı model olarak istiyor ve heykelin kafası Price’dan geliyor ama Price çıplak poz vermek istemediğinden model olarak heykeltıraş Eriksen karısının vücudunu kullanmıştır. Heykelin temellerini 1909 yılında Carl Jacobsen, Carlsberg’in bulucusunun oğlu atmıştır. Heykel yalnızca 1.25 metre uzunluğunda ve 175 kg ağırlığındadır ve turist akımına uğramaktadır.

Heykele Kastellet'in hemen yanındaki düz bir tahta kaldırımdan ulaşılabilir. Sandalye ile ulaşım sorunu yoktur. Ama kaldığımız otele nispeten uzak olduğundan, en yakın noktasına metro ile gittik. Tek metro yolculuğumuzu da burada yapmış olduk. Siz kaldığınız otele göre hareket edebilirsiniz.

CHRİSTAİNSBORG SARAYI

 

Kopenhag gezilecek yerler arasında (tabi yeterli vaktiniz varsa) görülmesi elzem olan yapılardan biri de Slotsholmen Adası’ndaki Christiansborg Sarayı. Burası aynı zamanda Danimarka Parlamentosu’na da ev sahipliği yapıyor. 18. yüzyıldan kalma saray tarihi boyunca yangın gibi çeşitli afetler nedeniyle 3 kez yeniden inşa edilmiş.

Kraliyet Ailesinin kullandığı bazı bölümler halka kapalı olsa da genel olarak ziyarete açık olan sarayda Kraliçe birçok davet veriyor. Saray bünyesinde 10 tane farklı detaylarla dekore edilmiş misafir kabul odaları var.

Kraliçenin yemek davetlerini verdiği salonlardan en görkemlisi yaklaşık 400 kişilik Büyük Salon. Kraliçe daha resmi konuklarına ise Taht Salonunda yemek daveti veriyor. Fiilen kullanılan bu salonları da saray turunuz esnasında gezme şansına sahipsiniz.

Sarayda sergilenen ve Danimarka'nın 1000 yıllık geçmişini betimleyen duvar halılarını ise mutlaka görmelisiniz! Kraliçe’ye ait olan gösterişli duvar halıları saray ziyaretçileri tarafından yoğun bir ilgi ile karşılaşıyor.

Christiansborg Sarayı, Danimarka Parlamentosu, Yüksek Mahkeme ve Dış işleri Bakanlığını içerir. Tarih ve siyasete meraklıysanız, diğer şeylerin yanı sıra Kraliyet Resepsiyon Odalarını, Kraliyet Ahırlarını ve Kraliyet Mutfağını keşfedebileceğiniz Christiansborg'u ziyaret etmenizi şiddetle tavsiye ederiz.

Christiansborg Saray'ında Erişilebilirlik☹ kendi veb sayfasından alıntıdır)

Tekerlekli sandalye kullanıcıysanız, Kraliyet Resepsiyon Salonlarındaki asansörü kullanmak için yardıma ihtiyacınız olduğu için lütfen ziyaretten önce Saray Yönetimini bilgilendirin. Ayrıca bilet gişesine başvurarak tekerlekli sandalyeyi ücretsiz olarak ödünç alabilirsiniz.

Kraliyet Resepsiyon Odalarında birinci kata asansör, birinci kattaki Kraliyet Resepsiyon Odalarında ise Kraliçe tarafından bulunan tekerlekli sandalye erişimine uygun bir tuvalet bulunmaktadır At kalıntılar, tekerlekli sandalye kullananlar için bir platform asansörü mevcuttur. Bilet gişesinin yanında tekerlekli sandalye erişimine uygun bir tuvalet bulunmaktadır.

At kraliyet Ahırları, tekerlekli sandalye erişimine uygun bir giriş var. Kraliyette tekerlekli sandalye erişimine uygun tuvalet yoktur

 Güzel Kralın Bahçesinde yer alan bir kraliyet inzivası olan Rosenborg Kalesi'nde 400 yıllık ihtişam, kraliyet sanat hazineleri, Kraliyet Mücevherleri ve Kraliyet Kıyafetleri bulunmaktadır. Oraya giderseniz, kaleyi çevreleyen güzel gül bahçesine hayranlıkla bakmak için yürüyüşe çıkın.

Tekerlekli sandalye kullananların ziyaretten önce Saray İdaresini bilgilendirmeleri gerekmektedir. Asansör, Kraliyet Resepsiyon Odalarının birinci katına erişim sağlar. Zemin kattaki odalar için asansörle erişim yoktur.1. Kattaki Kraliyet Resepsiyon Salonlarındaki tekerlekli sandalye erişimine uygun tuvalet, Kraliçe Merdivenin yanında yer almaktadır. Kalıntılara tekerlekli sandalye kullananlar için platform asansörü ile erişilebilir. Bilet gişesinin yanında tekerlekli sandalye erişimine uygun bir tuvalet bulunmaktadır. entrance.In Christiansborg Sarayı Şapeli Kilisenin kat planına platform asansörü ile tekerlekli sandalye erişimine uygun giriş vardır. Engelli ziyaretçiler, üyelik 

kartlarının ibrazı üzerine ücretsiz olarak bir refakatçi getirebilirler. Kalenin tüm besøgssteder'ini yürüteç ve tekerlekli sandalye ile ziyaret etmek mümkündür. Asansörün kullanımı için lütfen varışta sizi personele yönlendirin.

 

KASTELLET



Kuş bakışı görüntüsü kanallarla çevrili beş köşeli adacığa benzeyen Kastellet (Kopenhag Kalesi) cazibesi yüksek turistik bir merkez. Kasellet kale olsa da adacık üzerindeki yer bir kompleks. Yani burada kale dışında ilgi çekici bir yel değirmeni, gölet, kilise, park vb. değişik yapı ve alanlar da var. Kopenhag Kalesi olarak da isimlendirilen Kastellet şu anda Avrupa’nın hala kullanılan en eski kalesi. Kale denizden gelen saldırılara karşı korunmak amacıyla yaptırılmış. Küçük Deniz Kızı Heykeli de Kastellet’e oldukça yakın mesafede.



Ancak tekerlekli sandalyenize güvenemiyorsanız tavsiyem buraya hiç bulaşmayın. Yer döşemeleri sandalye için uygun değil. İçinde fazlada görülecek bir yer yok. Burası Deniz kızı heykeline yakın olduğundan, ulaşmak için bu yolu kullandık ama yaşadığımız zorluklar nedeni ile pişman olduk. Heykele gitmek için buraya bulaşmayın, etrafından dolaşmanızı öneririm



NYBODER EVLERİ

 Nyboder Evlerinin neden Danimarka tarihine özel olduğunu merak ediyorsanız, bunun nedeni Christian IV tarafından ülkenin donanma ailelerini barındırması için görevlendirilmiş olmalarıdır. Nyboder'ın kendi okulları, polisi ve hastanesi bile vardı ve tüm bunlar nedeniyle yaşamak için “ayrıcalıklı bir alan” olarak görülüyordu. Orijinal evler 1641 civarında tamamlandı, ancak daha sonra daha denizci ailelere ev sahipliği yapmak için genişletmelerden geçti. İçine girmeye gerek yolun kenarından geçerken bir göz atarsınız, hani görmedim dememek için.

Evet bu kadar. Vaktiniz varsa ayrıca Christiania bölgesini, Danimarka Milli Müzesini, Copenhagen Katedralini de gezebilirsiniz. Ben buraları gezmediğimden bilgi veremiyorum.

Başta belirttiğim gibi Avrupa'nın önemli merkezlerini gezdiysen sıra bu şehre gelebilir. İyi gezmeler.

 

 


 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder