ENGELLİLER İÇİN BRÜKSEL
Benelux ülkelerinin önemli şehirlerinden olan Brüksel gezilecek yerler
konusunda çok zengin bir kent olmasa da 1-2 günlük geziler için eğlenceli bir
gezi alternatifi. Avrupa ülkeleri arasında gerçekleştirilen hızlı tren sefer seferleri
ile Paris, Amsterdam,Lüksemburg gibi önemli
şehirlerden Brüksel’e kısa bir sürede ulaşabilirsiniz. Bizde Amsterdam
gezimizden sonra trenle buraya geldik. Trenle gelmek için daha önceden
rezervasyon yaptırdık. Ama engelli olduğumuzu bildirmediğimizden yolculuk
öncesi epey sıkıntı çektik. Bilhassa yabancı dil bilmeme nedeniyle derdimizi
zor anlatabildik. Zira bu işlem için danışmadan bir telefon numarası
veriyorlar. Yüz yüze sorununuzu anlatmak bir yere kadar mümkün ama telefonda bu
işlem imkansız oluyor. Neyse güç bela derdimizi anlattık. Burada şunu
söylememde fayda var sanırım. Nerdeyse saat başı tren var ve biletinizle
istediğiniz saatteki trene binebiliyorsunuz. Trene görevlilerin yardımı ile
rahatça transfer olduk. Ama trende engelliler ayrılan masalı koltuklar işgal
edildiğinden (demek ki bu durum ülkemize mahsus değil) ve yetkililer bu konuda
yardımcı olmadıklarından bulduğumuz koltuklara oturduk. Tren yolculuğu rahat
olmakla birlikte fazla yolcu aldıklarından ayaktaki yolcular olması nedeniyle
pek keyifli olmadı. Yolculuk 3 saate yakın sürdü. Tren konusunu bitirirken bir
defa daha hatırlatmak isterim ki yerinizi önceden ayırtın ve de engelli
olduğunuzu mutlaka bildirin.
1
ya da 2 gece konaklamalı bir zaman, Brüksel’de yer alan tüm önemli yerleri
gezip görmek için bana göre yeterli. Ben maalesef uçak biletim nedeniyle
gezimizi yarım güne sığdırmak zorunda kaldığımdan şehrin gezilmesi gereken bir
çok yerini göremedim. Bu nedenle gezi notlarım sınırlı olacak. Sırf Brüksel’i görmek için buraya gelmeniz
fazla lüks olur. Ya Paris gezinize ya da Amsterdam gezinize bağlı olarak buraya
geliniz. Trenle bu şehirlerden kısa sürede buraya gelebilirsiniz. Hatta bu
gezinize Lüksemburg’u da ilave edin derim. Bu bizim gezimizin 3.durağı
olduğundan (Berlin, Amsterdam) ve gezi öncesi Lüksemburg’u hesaba
katmadığımızdan bu şehre gelemedik. Mesela Amsterdam, Brüksel ve Lüksemburg iyi
bir gezi olur.
Brüksel de az kaldığımızdan ulaşım
araçlarına binmedik. Ama gördüğümüz kadarı ile hepsi tekerlekli sandalye ye uygun.
Zaten gezilecek yerler birbirine yakın. O nedenle yürüyerek gezilebilir. Yalnız
şehir düz değil o nedenle bayağı tırmanmamız gerekti. Yani yorucu bir şehir
olarak nitelendirebiliriz.
Gezilecek yerlerine gelince, Brüksel’in
dünyaca ünlü Grand Place Meydanı, UNESCO
Dünya Mirası Listesi’nde de yer alan muhteşem bir yer. Dünyanın en güzel
meydanlarından. Hotel de Ville yani Belediye
Sarayı ve Brüksel Müzesi, meydandaki en güzel yapıların başında
geliyor. Meydana yakın konumda yer alan Manneken Pis (İşeyen Çocuk Heykeli) ise şehrin en
önemli ve ünlü simgelerinden biridir. Bunlar dışında sahip olduğu sıradışı
tasarım ile Atomium ve Avrupa’nın en önemli yapılarının
minyatürlerinin sergilendiği Mini Europeda diğer önemli
gezi noktalarıdır.
Aşağıda gezdiğimiz yerlerle ilgili
notlarım bulunmakta olup, belirttiğim gibi süre nedeniyle birçok yerleri
gezemedik.
Brüksel’de yeme & içme
denilince akıllara ilk olarak Belçika çikolatası ve waffle gelmekte olduğunu öğrendik. Bunlar dışında
patates kızartması ve midye şehrin yemek kültüründe önemli yere sahipmiş. Bizde
akşam yemeğimizde midye yemeği ihmal etmedik.
Lokanta sahibi bir yunanlıydı.
Trakyada bize sınır bir köyde doğmuş. Edirne ve İstanbul konusunda epey sohbet
ettik. Genelde şehirlerimize eski adları ile bahsetse de bize karşı bir
düşmanlık taşımadığını sezinledik. Şehirde 1500’den fazla sayıda restoran
bulunmaktaymış. Özellikle Afyon’a bağlı Emirdağ İlçesi’nden yoğun göç almış
olan Brüksel’in her köşesinde Türk restoranı bulmanız mümkün.
Gece gündüz her zaman hareketli olan Grand Place, Brüksel’in en önemli ve hareketli meydanı. Hotel
Ville, kral evi olarak bilinen Maison du Roi, Le Renard
lonca evi burada görebileceğiniz en
önemli yerlerden.
Meydan çevresinde birçok kafe, restoran
ve hediyelikçi bulunuyor. Pek tabi birçokta çikolatacı. Malum buranın
çikolataları meşhur. Meydan parke taşları ile döşeli olduğundan sandalye ile
biraz zor olsa da genelde uygun. Gerçekten muhteşem binalarla çevrili güzel bir
meydan. Mutlaka görmeniz gerekli.
Grand Place Meydanı’nda yer alan Hotel de Ville,
13. yüzyılda Gotik tarzda yapılan önemli bir yapı. Günümüzde komün meclisi
olarak kullanılan yapının bazı kısımları kraliyet ailesinin düğün gibi özel
günlerinde kullanıma açık. 96 metre uzunluğundaki kule, Hotel de Ville’in en
dikkat çekici kısmı. Sadece dışarıdan bakmakla ve fotoğraf çekmekle yetindik.
Manneken Pis ya da bizim daha çok kullandığımız tabirle İşeyen Çocuk Heykeli, Brüksel’in en ünlü simge yapısı. Grand Place
Meydanı’na yakın bir konumda yer alan 17. yüzyıl yapımı ufak heykel dünya
çapında üne sahip. 61 cm uzunluğundaki heykelin çok ciddi bir özelliği olmasa
da şehrin en ünlü noktası olmasından dolayı mutlaka görülmeli. Resimlerden
tanıdığımız bu heykelin daha büyük olduğunu zannediyordum. Önünde durup sadece
resim çektirebileceğiniz bir yer. Neden bu kadar ünlü olduğunu anlamadım
doğrusu.
Burada beklerken bir grup garip giyimli
gençler gösteri yaptı. Sanırım bir şeyleri protesto ediyorlardı. Hoş bir
görüntü olmadığını belirterek geçelim bu konuyu.
12. yüzyılda
yapılan ve 1962 yılında katedral ünvanına kavuşan St. Michael ve St. Gudula Katedrali,
Brüksel’in en ünlü dini yapılarından biri. Gotik mimari özellikleri
kullanılarak yenilenen katedralde kraliyet ailesinin düğün ve cenaze
merasimlerinin düzenleniyormuş. Sert bir yokuşla ulaşılan bu kilisenin içine
girmeye halim kalmadı. Dışarıdan bakmakla yetindim.İçine giren eşimin çektiği
resimlerle yetindim.
Saint Jacques sur Coudenberg, Brüksel’in en etkileyici kiliselerinin
başında geliyor. Place Royal Meydanı’nda, Kraliyet Sarayı’na yakın bir konumda
yer almakta. Bu kilisenin de sadece resmini çekmekle yetindik.
Rue Neuve caddesi
Şehrin önemli alış veriş caddesi.
Ancak yemek sonrası tüm dükkanlar kapandıktan sonra gezebildik. Düz
sayılabilecek bir cadde. Rahatça gezilebilir. Tüm tanınmış firmaların
mağazaları mevcut.
Bunları dışında kalan ve maalesef
zaman darlığı nedeniyle göremediğimiz görülmesi gereken yerleri( Atomium, Mini
Europe, Kraliyet Sarayı, Kültür Müzesi, Karikatür Müzesi, Kraliyet Güzel
Sanatlar Müzesi,Autowold, Oyuncak Müzesi vb gibi ) sizler buraya kadar
gelmişken mutlaka gezin.