18 Temmuz 2016 Pazartesi

ENGELLİLER İÇİN FLORANSA



İtalya gezisi içinde Floransa’ya bir günlük gezi yaptık. Sabah Roma’dan hızlı trenle yaklaşık 1,5 saatte ulaştığımız bu şehirden akşam gene ayni trenle dönüş yaptık. Bu bir günlük gezi bence yeterli oldu. Çok detaylı gezmek istemeseniz sizlere de ayni süreyi önerebilirim.
ULAŞIM
Floransa için tren biletlerini Roma’ya geldiğimiz gün yani Floransa’ya gitmeden 3 gün önceden aldım. Hava alanından Roma’ya geldiğimiz Termini tren istasyonu ayni zamanda Floransa trenlerinin kalktığı istasyon. O nedenle buraya gelir gelmez biletlerimiz (gidiş dönüş) aldık. Önce biletlerin satıldığı gişelere gittik. Kalabalık olduğundan sıra no.su alınıyor. Ancak fazla bekleyeceğim belli olunca aradan gişeye ulaştım. Gişe yetkilisi hanım beni görünce sorun yapmadı ve hemen çağırdı. Bana 1. Peronda bulunan Sala Blu’ya  gitmemi söyledi. Konuyu bilmediğimden anlaşmakta epey zorlandım. Ama sonra anladım ki İtalyan tren işletmesi engellilere hizmet için bu büroyu kurmuş. Adı Sala Blu Sizde bilet almak için Termini istasyonuna geldiğinizde, hiç gişelere gitmeden doğruca 1. Peronda bulunan bu büroya gidin.






Buradaki yetkililere talebimi ilettim. Zar zor olsa da anlaştık.(İngilizce bilen eleman var ama benim İngilizcem çok iyi düzeyde değil) bizim gidiş dönüş tarihlerimizi ve saatlerimizi belirten bir belge düzenlediler ve hareket saatinden önce büroda olmam gerektiğini söylediler. Ayni durumun Floransa’da da geçerli olduğunu orada da SalaBlu bürosuna yarım saat önce başvurmamı söylediler. Aldığım bu belgeyle tekrar gişelere yöneldim. Gene sıra beklemeden ayni hanıma gittim. Elimdeki belgeyi uzattım. O da hemen biletlerimizi düzenledi. Gidiş ve dönüş biletlerinin ücretleri 10 euro 
farklıydı. Sebebini sormadan ödememi yaptım. Bürodaki elemanda ayni konuda açıklama yaptı. Sanırım bir indirim yaptılar ama ne kadar yaptılar anlamadım. Bu arada iki şehir arasında hızlı olmayan ve yaklaşık 3,5saat süren normal trenlerde mevcut ve ücretleri daha düşük. Tercih sizin.
Hareket günü sabah söylendiği gibi yarım saat önce Sala Blu bürosuna geldik. Biletimiz gösterdik. Bilgisayara bakıp, bana ismimle hitap edip beklememi söylediler.

Biraz sonra bir eleman geldi ve beni alıp resimde görülen araca yöneltti. O araca binip trene yöneldik ve kolayca trede transfer olduk. Engellilere ait koltuklara oturduk. Zaten bu koltuklar girişin hemen yanında ve engellilere uygun olarak düzenlenen tuvaletlerin hemen yanında.



Rahat bir yolculuktan sonra Floransa’ya ulaştık. Orada da hemen kapımızın önünde bekleyen ayni araçla trenden rahatça indik. Önce Sala Blu bürosuna giderek akşam dönüş için bilgilendirdik. Orada da bilgisayarlarda kaydımız teyit ettiler ve yarım saat önce burada olmamı söylediler. Bu arada Sala Blu saat 21.30 da kapandığından seferinin saatini buna göre ayarlıyorlar. Dönüşte de ayni yöntemle hareket ettik. Yani yarım saat önce Sala Blu bürosundaydık. (Burada 5. Peronda)

GENEL

Kültürü ve mimarisiyle dünyanın en önemli turizm merkezlerinden olan Floransa, Kuzey İtalya’daki Toskana bölgesinin başkenti. Rönesans’ın doğum yeri olarak da bilinen şehirde Leonardo da Vinci ve Michelangelo dünyaca ünlü sanatçılar yetişmiş. 
MÖ 6. yüzyılda Sezar döneminde kurulduğu düşünülen Floransa yüzyıllar boyunca bir çok önemli tarihi olaya ev sahipliği yapmıştır. Floransa tarihi Orta Çağ’da ticaretin önem kazandığı bir döneme şahit olmuştur. Rönesans döneminden sonra Medici Ailesi’nin yükseliş dönemi başlamıştır. Floransa’nın lideri olarak bu ailenin hükümdarlığı yaklaşık 300 yıl sürmüştür. 19. yüzyılda Floransa nüfusu ikiye katlanmıştır. 20. yüzyılla birlikteyse nüfus daha da artmıştır. Şehir günümüzde Avrupa’nın en turistik şehirlerinden biridir.
Roma şehrinde olduğu gibi burası da yollar ve kaldırımlar yönünden tekerlekli sandalye için fazla uygun değil. Taşlı yollar ve dar kaldırımlar maalesef bu durum sanırım tüm tarihi kentlerde bizleri bekliyor. Bu nedenle refakatçi olmadan bu şehirde gezmek epeyce zor ve tehlikeli. Ancak genelde Roma’ya göre şehir düz bir satıhta olduğundan bu yönde sıkıntı çekmedik.Gene Roma’ya göre daha ucuz.



Gezeceğimi yerleri önceden saptadığımızdan ve gezeceğimiz yerler itibariyle zamanımız olduğundan bu nispeten küçük şehirde ulaşım içim araç kullanmadık. Ama gördüğüm kadarı ile şehir içi otobüsler engelliler için uygun ve gün içinde fazla yoğun değil. Ancak otobüs rampalarının bazen çalışmadığı ve kaldırımlarında rampalar için her zaman uygun olmadığı konusunda bilgiler aldım. Bu arada önceden yapığımız planda şehri Hop on hop out otobüsleri ile gezme düşüncemiz bulunmaktaydı. Ancak ücretini biraz yüksek olması ve görülecek yerlerin birbirine yakın olması düşüncesi ile bundan vaz geçtik. Başka bir nedense inip binme formalitesinin fazla olmasıydı. Ancak yolların ve kaldırımların durumu düşünüldüğünde bu otobüslerin tercih edilmesi yerinde bir seçenek olabilir. Karar sizin. (harita aşağıdadır.İnceleyip karar verebilirsiniz) Bu otobüslerin kalkış yeri ve bürosu hemen istasyonun yanında.

İstasyonda trenden indikten sonra ilk hedefimiz olan Dumo meydanına yöneldik. Bu gezimizde hem caddeleri görmüş olduk hem de önemli yerleri bir bir ziyaret ettik. Gezi planımızda Duma’dan sonra Signoria meydanı,Palazzo Vecchio, Santa Croce bazilikası, Ponto Vecchio köprüsü, Pitti Palaz, Uffizi galerisi ve dönüş yolunda Novella meydanı ve Maria Novella Bazilikası.








PİAZZA DEL DUOMO



Piazza del Duomo, Floransa’nın en büyük ve en ünlü meydanı. Meydandaki en ünlü yapı ise şehrin sembollerinden biri olan Duomo Katedrali’dir. Ortaçağ havasını yansıtan bu alan, labirente benzer sokakları ve birçok görkemli yapısı ile ziyaretçilerin uğrak noktası. Piazza del Duomo’da görebileceğiniz yerler arasında Duomo Katedrali, Giotto’nun Çan Kulesi, Aziz Giovanni Vaftizhanesi, Kubbe, Museo dell’Opera del Duomo, Palazzo Nonfinito Müzesi, Pegna Marketi, Palazzo Salviati, Bargello, Badia Fiorentina, Casa di Dante ve Loggia del Bigallo bulunmaktadır.
Geniş taşlardan oluşan bu meydanda tekerlekli sandalye nispeten kolay hareket etmektedir. Zaten fazla büyük olmayan meydanda birçok önemli yerler birbirine komşu. Öncelikle meydanda durup bu eserleri tek tek seyrettik.



Meydanda ücretli bir tuvalet bulunmaktadır. İçinde oldukça temiz engelli tuvaleti bulunmakta olup, bizden herhangi bir ücret talep etmediler.

FLORANSA KATEDRALİ (DUOMO)




Girişi ve içerisi tekerlekli sandalye için uygun olan kadetrali rahatça gezebilirsiniz. Duomo’nun iç kısmında yer alan Santa Reperata Merdivenleri, 13. yüzyılda yapılmıştır ve  alt kısmında eski kilisenin temelleri vardır Ancak bodrum katına inmeniz mümkün değil. İnşasına 13. yüzyılda Arnolfo di Cambio tarafından başlanan Duomo Katedrali şehrin en güzel ve en önemli yapısı. Katedral meydanın ortasında tüm heybeti ile yükseliyor. Buradaki dev katedrali görmeden Floransa’dan ayrılmanız zaten çok zor. Bu heybetli yapı şehirde sokak aralarından da devamlı görünüyor


Katedralin kubbesi oldukça önemlidir. 1296 – 1436 yılları arasında inşa edilen bu kubbeye katedralin dışından girilir. Şehir manzarasının izlenebileceği kubbe kısmına çok sayıdaki merdiven tırmanılarak çıkılır. Bu nedenle tabi olarak tekerlekli sandalye ile çıkmanız ve manzarayı seyretmeniz mümkün değil. Kubbenin içinde cehennem ve kıyamet gününe ait resimler bulunmaktadır




GİOTTO’NUN ÇAN KULESİ




Duomo Katedrali’inin hemen yanında yer alan Giotto’nun Çan Kulesi şehrin eşsiz manzarasını seyredebileceğiniz en güzel yerlerden. Yaklaşık 85 metre yükseklikteki kulenin en üstünde yer alan seyir noktasından şehri seyredilebilir.Tabi bu normal insanlar için geçerli. Tekerlekli sandalyeli olarak sadece dışarıdan seyretmekle yetinebilirsiniz.
Katedral yanındaki 14. yüzyıldan kalma Giotto’nun Çan Kulesi, Pisano ve Francesco Talenti tarafından yapılmıştır. Kubbeye çıkmakla karşılaştırıldığında bu bölüme çıkmak daha kolaydır ve buradan da şehir manzarası izlenebilir..

AZİZ GİOVANNİ VAFTİZHANESİ



Meydanın bir diğer önemli yapısı olan Aziz Giovanni Baptisteri şehrin ünlü vaftizhanesi. Bronz kapıları ile bilinen vaftizhanenin iç dizaynında 13. yüzyıldan kalma Orta Çağ mozaikleri kullanılmıştır.
Duomo Meydanı’ndaki bu vaftizhane Floransa gezilecek yerler içinde ve önemli yapıların da başında geliyor. İçeriye girmek ve düz bir yapı olan mekanı gezmek mümkündür. Bizden herhangi bir ücret talep edilmedi.


Bronz kapılarıyla ünlü bu yapının en eski kısmı güney kapılarıdır. Pisano’nun eseri olan bu kapılar dışında diğer kapılar bir yarışma sonunda yapılmıştır ve yarışmayı Ghiberti kazanmıştır. İncil’den çeşitli sahnelerin betimlendiği kapılar bu şekilde yapılmıştır. Bu kapılar “Cennet Kapıları” olarak biliniyor.




Birçok ünlü İtalya’nın vaftiz edildiği bu vaftizhanenin tavanında “Son Yargı”yı betimleyen mozaikler ilgi uyandırıyor.

SİGNORİA MEYDANI (PİAZZA DELLA SİGNORİA)



Signoria Meydanı Floransa Centro Storico’da bulunan ikinci büyük meydanı. Siyasi ve sosyal yaşamın canlı olduğu bu meydan, bir açık hava müzesini andırmakta.
Resimlerden de görüleceği gibi zeminde yer alan taşlar sandalye ile gezmeyi zorlaştırmaktadır.
Meydanda görebileceğiniz yapı ve eserler arasında meclis salonu Salone dei Cinquecento, Neptün Çeşmesi, Giambologna’nın atlı Grandük I. Cosimo heykeli ve mermerden oyulma Sabin Kadınların Kaçırılması heykeli, etrafı su perileri ile çevrili Ammannati’nin Neptün Çeşmesi, Cellini’den Perseus,. Meydanda dolaşırken bunları görmek ve bol bol resim çekmeniz mümkün. Michelangelo’nun günümüzde Accademia’da bulunan dünyaca ünlü “Davud” heykeli bu meydandan alınmıştır. Signoria Meydanı’nda heykelin bir replikası bulunmaktadır.

Burada bulunan Vecchio Sarayı 14. yüzyılda Floransa’da inşa edilmiş. Arnolfo de Cambio tarafından tasarlanan bu yapı bugünkü görünümünü daha çok 16. yüzyılda geçirdiği yenileme çalışmasına borçludur. 
Yapının dikkat çekici başka bir özelliği şehrin en yüksek noktası olan 94 metrelik çan kulesine sahip olmasıdır. Vecchio Sarayı, rehberli turlar eşliğinde yaklaşık 1.5 saatte gezilebilir. Ancak bizim bir günlük gezi planında burayı gezmemiz mümkün olmadı. Dışarıdan seyretmekle yetindik.

SANTA CROCE BAZİLİKASI


Santa Croce Bazilikası Floransa’da bulunan ünlü ve önemli bazilikalardan biridir. Floransa gezilecek yerlerlistemizdeki önemli dini yapılardan olan yapıda Galileo, Michelangelo, Dante, Machiavelli gibi birçok önemli kişinin anıt mezarının bulunur ve 13. yüzyılda Arnolfo di Cambio tarafından inşa edilmiştir.
Bazilikanın görkemli dış kısmı 19. yüzyılda İngiliz hayırsever Francis Sloane tarafından mermer işlemeler ile yaptırılmıştırBu basilicayı da vakit darlığı nedeniyle dışarıdan görmekle yetindik.



PONTO VECCHİO




Ponte Vecchio ya da namı diğer Eski Köprü Floransa’da bulunan en eski ve en ünlü köprüdür. Floransa’da bulunan altı köprüden biri olan Ponte Vecchio Uffizi ve Medici Sarayı’nı birbirine bağlar. 1345 yılında inşa edilen köprü, II. Dünya Savaşı sırasında şehrin yıkılmadan ayakta kalan tek köprüsü olma özelliğine de sahiptir.. Eski Köprü birçok farklı yapısı ile  görülmeye değer bir yerdir. Alt kısmında üç kemerli Ortaçağ Köprüsü bulunmaktadır. Bu yapı üzerinde ayrıca Ortaçağ döneminden kalma Mannelli Kulesi bulunmaktadır
Floransa gezilecek yerler denildiğinde akla ilk gelen ve şehrin sembollerinden olan Ponte Vecchio üzerinde yapıldığından günümüze her zaman dükkanlar bulunmuştur..




Gün içinde daha hareketli olan köprü üstündeki dükkanları ( genel olarak mücevherat dükkanları bulunmaktadır) gezmek ve buralardan alışveriş yapmak mümkündür. Gene yol koşullarının zorluğu ve yüksek kaldırımlar biz epey zorladı. Köprü üzerine kah mağazalara bakarak kah fotoğraf çekerek nehrin karşısına geçtik. Dar olan köprü üzerinde oldukça kalabalık turist toplulukları bulunmaktaydı.






Dükkanların arasında şehrin panoramik olarak izlenebileceği noktalar var. 1900 yılında Floransalı ünlü kuyumcu Cellini’nin büstü köprü üstüne yerleştirilmiştir. Köprü üstünde yer alan kuyumculardan alışveriş yapmayacak bile olsanız bu muhteşem köprüyü gezmenizi tavsiye ederiz. Üstünden geçerek şehrin diğer tarafına geçtiğinizde birçok şarap dükkanı göreceksiniz. Toscana bölgesinin başkenti Floransa’dan birkaç Toscana şarabı almak fena fikir değil.


PİTTİ PALAZ



Ponte Vecchio’dan geçtikten sora gezimizin son durağı olan Pitti Palaz’a doğru hareket ettik.Pitti Sarayı Floransa’nın en büyük mimari yapısı olan bir sarayı. 1457 yılında. Bir dönem Medici Ailesi’ne de ev sahipliği yapan bu sarayda onlar ait eşya ve eserleri görmek mümkündür.


Ancak buraya gelirken yokuş ve olumsuz yol koşulları nedeniyle epey yorulduk. Bu nedenle sarayın önündeki yokuşu da görünce burayı gezmekten vazgeçtik. Önünde biraz dinlenip, etrafı seyredip, resimler çekerek dönüşe geçtik.



UFFİZİ GALERRY




Uffizi Galerisi Floransa’da yer alan dünyaca ünlü bir galeridir. Yapı 1560 – 1580 yılları arasında Dük I. Cosimo’nun çalışma ofisi olarak inşa edilmiştir. Mimar Vasari tarafından yapılan bina, sonrasında galeriye dönüştürülmüştür.Floransa listemizin en üst sıralarında yer alan galeride dünyanın en nadide sanat eserleri sergilenmektedir. Medici Ailesine ait kişisel sanat koleksiyonları oldukça değerlidir.
 Ana holde gezerken, yukarıdaki portrelerde Osmanlı Padişahlarını görmek de size ilginç gelebilir.






Müze çok büyük olduğundan, gezmesi, gezme hızınıza bağlı olarak, 3 gün bile sürebilir. Giriş engelli ve refakatçi  için ücretsiz. Bir sanat uzmanı olmadığımız için, eserleri biraz daha hızlı gezerek ve fotoğraf çekerek yaklaşık 2 saatimizi burada geçirdik. Engelliler için mevcut asansörler ile her yerine ulaşmak mümkün. Fazla büyük ve birazda karışık olduğundan çıkışı ve asansörü bulmak bayağı güç oldu.




SANTA MARİA  NOVELLA BAZİLİKASI



Santa Maria Novella Bazilikası Floransa’da bulunan ünlü bazilikalardan biridir. 13. yüzyılda Dominikliler tarafından yapılan bazilikanın dış kısmı 15. yüzyılda yenilenmiştir.. Floransa gezilecek yerler listemizdeki en güzel dini yapılardan olan yapı sahip olduğu süsleme ve dekorasyon çalışmaları ile dikkat çekiyor.




Dönüş yolumuzun son durağı olan bu Bazilikayı dışarıdan seyretmekle yetinerek önünde yer alan meydanda bulunan lokantaların birinde pizzamızı yiyerek


Roma’ya dönmek için yakınında bulunan istasyona yöneldik. Gene sala blu yardımı ile rahatça trene transfer olduk.






11 Temmuz 2016 Pazartesi

ENGELLİLER İÇİN VATİKAN



Roma şehrinin içinde yer alan Vatikan gezimize bir gün ayırdık. Bu bir günde bilhassa Müzenin tamamıyla gezilmesi pek mümkün olmasa da müzenin önemli yerlerinin görülmesi bizce yeterli oldu.Vatikan’a Roma’dan çeşitli yollardan ulaşmak mümkün. Roma’da kaldığınız otelin konumu uygunsa buraya yürüyerekte ulaşmanız mümkün. Biz Termini meydanından tekerlekli sandalyeye uygun olan otobüsle ulaşmayı uygun bulduk. Metro ile de ulaşımın olduğunu öğrendik. Yer üstünü tercih ettiğimizden ve de etrafı da görme imkanı olduğundan genelde vakit sorunuzda olmadığından metro yerine otobüsleri tercih etmekteyiz. Yaklaşık 40 dakikalık yolculuktan sonra Vatikan’a ulaştık. Eğer özel bir vasıta ile geliyorsanız (taksi gibi) gezinize Müzeden başlamanızı öneririm. Zira Müzeden  başlayıp St Peder bazilikasına ve meydana inmek yokuş aşağı olması nedeniyle daha uygun. Biz otobüs meydana yakın indirdiğinden Müzeye ulamak için yaklaşık 1 km. yokuş tırmanmak zorunda kaldık. Yani biraz güçlük yaşadık. Vatikan ziyareti iki bölümden oluşmakta. Müze ( Sistine şapeli ) ve bazilika bölgesi. Genelde Roma’ya göre kaldırımlar ve yollar daha uygun. Bizi fazla zorlamadı.

Roma’nın içinde, yüksek duvarların arkasında kurulu  ve dünyanın en küçük ülkesi olan Vatikan toplamda 50 hektarlık bir alana yayılı olsa da içinde görülmeye değer birçok önemli yapı bulundurmaktadır. Roma ve Vatikan’ın en önemli dini yapısı olan Aziz Petrus Bazilikası, muhteşem sanat eserleriyle bürünen Sistine Şapeli’nin de yer aldığı ve toplamda 10 müzeden oluşan Vatikan Müzeleri, bazilikanın önünde yer alan ünlü Aziz Petrus Meydanı Vatikan’da görülmesi gereken en önemli yerlerdir

Ülke, İsviçre askerleri tarafından korunmaktadır. 1506’da Papa I. Julius yiğitlik ve bağlılıkları ile bilinen İsviçre askerlerinin Vatikan’ı korumasını istemiştir. Papalık hizmetindeki İsviçreli Muhafızlar olarak bilinen bu askerler dünyanın hala aktif hizmet veren en eski ordusudur
Ülkenin surlarla çevrili olmayan tek noktası Aziz Petrus Meydanı’dır (Piazza San Pietro). Eski bir papalık kalesi olan Castel San’t Angelo, Vatikan duvarlarının dışında doğuda yer alır.
Vatikan girişinde sadece küçük el çantanızı yanınıza almanıza müsaade ediyorlar,diğer eşyalarınızı emanet olarak teslim edebiliyorsunuz

AZİZ PETRUS MEYDANI    (PİAZZA Dİ SAN PİETRO)


Otobüsten iner inmez kaşımıza bu meydan çıkıyor. Aziz Petrus Meydanı, dünyanın en küçük devleti olan Vatikan’ın ünlü meydanıdır. Aziz Petrus Bazilikası’nın önünde yer alan meydan Napolili sanatçı, heykeltıraş ve mimar Gian Lorenzo Bernini tarafından Papa VIII. Alexander için 1656-1667 yılları arasında yaptırılmıştır. Berinini’nin 196 cm Aralıklı 284 adet sütun dizisi buraya gelen ziyaretçileri kucaklamak ister gibi iki yana açılmış.


Meydanın ortasında yer alan ve M.Ö 1. yüzyıldan kalma dikilitaş, İskenderiye’den getirilip 1586 yılında bulunduğu konuma 150 at ve 47 vinç yardımıyla dikilmiştir. Filmlerden ve resimlerden zihnimizde yer alan bu geniş meydan genel olarak parke taşlarından oluşsa da diğer bölgelere göre Tekerlekli sandalye için biraz daha uygun. Çeşitli açılardan meydanı seyredip fotoğraf çekiyoruz. Kalabalığı takip edip ve görevlilerinde yönlendirmesi ile bazilikaya doğru yol alıyoruz.






 

 

AZİZ PETRUS BAZİLİKASI (BASİLİCA Dİ SAN PİETRO)

 


 Roma Katolik inancının merkezi olan bazilikadır. Ülkenin bu ünlü kilisesi 222 metre uzunluk ve 138 metre yükseklikteki boyutları ile devasadır.


Vatikan’da yer alan Aziz Petrus Bazilikası, Hristiyan dünyasının en önemli yapılarından biridir. Roma Katoliklerinin hac noktası olan yapı dünyanın en büyük kilisesi olup yapı içine aynı anda 60.000 kişi sığabilir. Vatikan’ın bu ünlü kilisesi 222 metre uzunluk ve 138 metre yükseklikteki boyutları ile devasadır. dünyanın en büyük Katolik kilisesi olma özelliğini taşıyor


Şu anki bazilikanın yapımına 1506 yılında Papa II. Julius zamanında başlanmıştır. Yapımı 100 yıldan fazla süren bazilika, 1612 yılında, Papa V. Paul’un döneminde bitirilebilmiştir.
Meydandaki gezimizden sonra geldiğimiz bazilikada fazla kalabalık olmasa da gene de beklemeden açılan barikatlardan binanın içine giriyoruz. Normal insanlar bina önünden binaya çıkarken biz görevlilerin yönlendirdiği asansöre gidiyoruz. Binanın giriş katı olan zemin bölgesinden bir kat yukarı yani kilisenin bulunduğu kata çıkıyoruz.. Girişte refakatçim ve benden ücret talep edilmedi. Kilisenin çok geniş ve muhteşem salonu bizleri hayran bırakan eserlerle dolu.


.
Kiliseye girişte sağ tarafta, Michelangelo'nun Hz. İsa çarmığa gerildikten sonra Hz. Meryem'in kollarında cansız olarak tasvir edilen Pieta'sı bulunmakta. Michelangelo'nun mermer ustalığını ve onlara nasıl hayat verdiğini mutlaka görülmelidir. Heykeli izledikten ve fotoraflar çektikten sonra mekanı gezmeye devam ediyoruz.


Kilisenin en önemli bölümü olarak gösterilen kubbe bölümüne hayran kalmamak mümkün değil. Michelangelo bu bölüm için daha az kuvvet uygulayan bir yapı tasarlamıştır. Bazilikanın muhteşem iç mekânı ile uyumlu olan 136,5 metrelik kubbe Michelangelo’nun ölümünden 26 yıl sonra tamamlanabilmiştir. Kubbeye çıkarak muhteşem manzaranın keyfini çıkartabilirsiniz diyemiyoruz. Zira bu tekerlekli sandalye için mümkün değil. Kubbeye çıkmanız için 330 basamaklık merdiven bunu mümkün kılmıyor. Eşimde bu kadar basamağı göze alamıyor


Aziz Petrus Heykeli,Heykeltıraş Arnolfo di Cambio tarafından 13. yüzyılda yapılmış bronz heykeldir. Ziyaretçiler genellikle heykelin ayağına dokunmak ve öpmek isterler, bu nedenle bu bölümde genellikle uzun sıralar oluşabilmektedir.Bizim böyle bir düşüncemiz olmadığından uzaktan izlemekle yetiniyoruz..


Son olarak Bazilikanın önünde yer alan balkondan meydanı yukarıdan bir kez daha seyrederek ve Her yönü tekerlekli sandalyeye uygun olan mekandan gene ayni asansörle ayrılıyoruz.


Asansörün indiği zemin katta engelli tuvaleti bulunmakta. Kapısı kilitli ve anahtarı görevlide bulunduğundan gayet temiz ve bakımlı. Meydanda bulunan çeşmelerden su içip müzeye doğru yola çıkıyoruz.

VATİKAN MÜZELERİ  (MUSEİ VATİCANİ)



Dünyanın en önemli sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapan müzelerden oluşan bir komplekstir. Sistina Şapeli ve Raffaello Odaları müzenin en önemli bölümleridir.
Vatikan Müzeleri, dünyanın en önemli sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapan müzelerden oluşan bir komplekstir..



Vatikan Müzelerinde gezmek için özel bir sistem düzenlenmiştir. Müzelerde tek yön sistemi vardır ve müzedeki gezi rotaları dört renk koduyla bölünmüştür, bu renk kodları uzunluğu 90 dakikadan 5 saate kadar farklı gezi seçimlerini gösterir. Dilerseniz bu rotaları takip ederek müzede rahatça gezebilirsiniz. Sadece müzenin önemli bölümlerinden Sistina Şapeli ve Raffaello Odaları’nı gezmek isterseniz girişten yaklaşık yarım saat yürümeniz gerekmektedir.




Yukarıda da belirttiğim gibi meydandan kiliseye ulaşmak için yokuş yukarı tırmanmaya başlıyoruz. Yorucu olan bu yolculuk esnasında ufak bir parkta mola verip etrafımız çeviren güvercinlerle yemeğimizi paylaşarak açlığımızı gideriyoruz. Müzenin giriş kapısı binanın en üst tarafında. Bina girişinden bilet satışı olan bir üst kata çıkıyoruz. Ama oradaki yetkililer bizi tekrar giriş katına yönlendirdiler. Zira engelli biletleri oradaki gişeden yapılıyormuş. Sizde buraya giderseniz hemen giriş katında bulunan gişeden işe başlayın. Buradan bana ve eşime ücretsiz bilet düzenlediler. Bu biletlerle giriş yaptık. Müzede katlar arasında asansörler ve gerekli yerlerde rampalar mevcut. Müze her yönü ile fiziksel engelliler için uygun şekilde düzenlenmiş. İçinde engelli tuvaletleri mevcut.


Çok geniş ve büyük müzenin tamamını gezmek mümkün değil. Zaten saatte ilerlediğinden fazla gezme şansımızda kalmamıştı. Birkaç koridoru gezip bu müzenin içinde yer alan Sintine şapeline yöneldik



SİSTİNE ŞAPELİ  (CAPPELLA SİSTİNE)





Vatikan Müzesi turunun son durağı olan Sistine Şapeli baş döndürücü güzellikte,baştan aşağı her nokta ayrı bir sanat eseri ile kaplı,dünyanın en değerli sanat eserlerini burada göreceksiniz.Bu yapı Michelangelo’nun  eseridir Tavanın tam ortasında yer alan “Yaradılış” isimli Adem’in yaratılışı ve Tanrı resmi en çarpıcı çalışması olarak ön plana çıkmakta.


Müzenin en alt bölgesinde yer bu önemli mekanın girişindeki merdivenleri görünce hayal kırıklığına uğramadım dersem yalan olur. Zira görmeyi çok istediğim yerlerin başında geliyordu.Birde merdivenin başındaki görevlinin İtalyanca konuşması ve yüz ifadesindeki olumsuzluk hayal kırıklığını bir kat daha arttırdı. Ama mutlaka bir yolu olmalıydı. Sora sora Bağdat bulunur felsefesiyle araştırmalara başladık. Gerek yetersiz İngilizcemiz ve görevlilerin o kadar bile İngilizce bilmemesi işimizi zorlaştırdı. Zaten bütün yurt dışı gezilerimizde bunun eksikliğini yaşadık. Mutlaka bir yabancı dil tercihen İngilizce öğrenilmesi lazım.Neyse sonunda şapele engellilerin girişi olduğunu öğrendik.


Aslında normal ziyaretçilerin çıkış güzergahında bulunan merdivenlere konulan merdiven asansöründen aşağıya inerek mekana ulaştık. Asansörden inince önünüzde dar bir koridor bulunmakta. Tekerlekli sandalye ancak sığabilecek darlıkta.Burada bulunan görevli beklememizi söyledi. Elindeki telsizle bir şeyler konuştu. Bir süre sonunda buradan gelişler kesildi. Görevli devam etmemizi söyledi. Görevli diğer girişteki yetkiliye insan göndermemesini söylemiş olmalı ki orada çıkmak için bekleyen insanlar vardı. .


Girişteki daha doğrusu çıkıştaki yüksekliği koyulan rampa ile aşarak mekana ulaştık. Mekan tıklım tıklım ve tüm duvarlar ve tavan tamamen önemli ressamların yağlı boya resimleri ile dolu.


Papa seçimleri de bu şapelde yapılıyormuş. Kalabalık nedeniyle ses uğultusu fazla olduğundan görevliler sürekli sessiz olunması için ikazlarda bulunuyor. Şapelde fotoğraf ve video çekimi yasak. Ancak biz bundan habersiz birkaç fotoğraf çektik.




Mekana girişler için,bilhassa grupların girişi için içerisinin boşalması bekleniyor. Gerçekten muhteşem bir mekan. Yeterince bakındıktan sonra kalabalığın da verdiği rahatsızlığınında etkisiyle mekandan ayrıldık. Gene girdiğimiz yoldan ve ayni asansörle müzeye döndük


Müzedeki son saatlerimizi önünde bulunan geniş terasında geçirdik. Resimler çekip, orada bulunan çeşmeden suyumuzu içip müze gezimizi sonlandırdık.





.

.



.