ENGELLİLER
İÇİN GÖKÇEADA
Gökçeada’ya Kabatepe Limanı’ndan arabalı feribot ya da Çanakkale’den yaya
olarak(Deniz otobüsü) geçiş var. Ben Kapatepe limanından aracım ile adaya
ulaştım. Ancak maalesef feribot seferlerini düzenleyen Gestaş firması engelli aracıma
hiçbir öncelik tanımadığı gibi tüm ikazlarıma karşın aracımı uygun yere park ettirmediler.
Beni iki saate yakın süren bu yolculukta aracımın içine hapsettiler. Tabi bu
durumu tüm ilgili bakanlıklara ve Cimer’e şikayet ettim.
Neyse bu durumlara yabancı değiliz bu güzel ülkemizde, biz gezimize dönelim.
İstanbul’dan araç ile Tekirdağ, Malkara, Keşan yolu üzerinden Kabatepe’ye ulaşmak yaklaşık 4 saat sürüyor. Kabatepe Limanı’ndan karşıya seferler normal şartlarda 2 saatte
bir; ancak yoğun dönemlerde sürekli olarak tekrarlanıyor ve ek seferler
yapılabiliyor. Seferler ile ilgili ayrıntılı bilgi http://www.gestasdenizulasim.com.tr sitesinde bulunmaktadır. Engelli araçlarından (ruhsat adınıza
kayıtlı olması ve bizzat araçta bulunmanız şartıyla) ücret alınmamakta. Online
bilet alınabiliniyor. Böylece gemiye binememe stresiniz olmuyor, ancak engelli
araçlar için düzenleme olmadığından bu şekilde bilet alırsanız ücret ödemek
durumundasınız.
Adanın yüzölçümü çok
büyük, tüm köy ve koyları gezmek için araç şart. Ada içi toplu taşıma
alternatifleri hem çok zayıf hem de engelli için olanaksız. Tek bir gün için
kesinlikle Gökçeada iyi bir fikir değil. Adanın görülesi yerlerinin tek bir
günde keşfetmek imkansız. Gökçeada biraz yavaşlamak, biraz anın tadını çıkarmak
üzere gelinecek bir ada. Müdavimleri tekrar tekrar geliyormuş
Konaklama
Adadaki tüm konaklama tesisleri butik otel şeklinde
olduğundan engelliye uygun otel bulmak zor. Ben tek tek otelleri arayarak,
uygun bir otel ardım. Sonunda bilhassa banyo lavabosuna ulaşmak sıkıntılıydı
ama başka seçenek olmadığından Kale köyde bulunan Aliş Oteli tercih ettim.
Genel olarak uygun olduğunu söyleyebilirim. Konum olarak ta adanın en hareketli
yemek ve alışveriş merkezine (Kaleköy) yürüme mesafesinde. Tercih
edebilirsiniz.
Gezilecek Yerler:
Gökçeada
Adanın merkezi ve ilçe merkezi. Tekerlekli sandalye
ile gezmek kolay değil, trafik olmayan kısa bir sokağı var. Orada gezip alış
veriş yapar, karnınızı da doyurabilirsiniz. Özelli olmayan bir ilçe.
Başlıca köyler;
Şunu hemen baştan söylemem gerekir ki genel olarak
köylerde tekerlekli sandalye ile gezmek hemen hemen mümkün değil. Hem dik hem
yollar taşlık. Arabanızın ulaşabildiği yere kadar gidip, aracınızdan inmeden
etrafı görebilirsiniz.
Eski Bademli tarihi adı ile Gliki, tesisi az, yerleşimi çok, sevimli bir Rum köyü. Ancak
tekerlekli sandalye ile ne gezmek mümkün ne de bir lokanta ve kafeye ulaşmak
mümkün.
Zeytinliköy
Adanın en canlı ve sevimli köylerinden; oldukça fotografik Ancak resimlerde
de görüldüğü gibi burada da tekerlekli sandalye ile ne gezmek mümkün ne de bir
lokanta ve kafeye ulaşmak mümkün. Onun için hiçbir fotoğrafta beni göremiyorsunuz.
Ben araçtan inemediğimden bunları eşim çekti. Arka sokaklar içindeki Barba
Hristo’nun muhallebisi bir ada klasiği. Gerçi adada sakızlı muhallebi her yerde
güzel yapılıyor ama yaşlı Hristo’da bu tatlıyı yemek bir kültür, bambaşka bir
tat..Ben ulaşamadım ama eşim ulaştı da muhallebinin tadına bakabildik.
Kaleköy
En hareketli ve tek deniz kıyısında yer alan köy. Aşağı Kaleköy’de
restoranlar, Tekne Turu, çay bahçeleri ve küçük hediyelik eşya kulübeleri var. Otelimize
yakın olduğundan tüm akşamlarımızı burada geçirdik. Eleni lokantasında deniz
ürünleri yedik, ama fiyatlar epey tuzlu olduğundan ancak bir geçe burada
yiyebildik.
Yukarı Kaleköy’de ev ve konaklama alternatifleri, kale kalıntıları, kilise, cami, ada
manzarası ve İmroza Sabun atölyesi varmış, ama ulaşmak mümkün değil.
Dereköy,
Tamamına yakın terk edilmiş rum evlerinden oluşuyor. Hüzünlü bir görünüşü
var. Sandalye ile gezmek mümkün değil. Aracımızla içinde dolaştık. Sadece yol
kenarında bulunan tesiste inip çay içebildik.
Tepeköy’de eski terk edilmiş Rum evleri, okul ve Yorgo’nun tavernası ile bağları
varmış. Fazla tepede olduğundan gene gezmemiz imkansız olduğundan uzaktan
bakmakla yetindik...
Şirinköy Eski hapishane ve yağ fabrikaları görülecek yerler ama ilgimizi çekmedi.
Düz bir yerde olduğundan gezilmesi mümkün ama arabadan inmemizi gerektiren bir
yer olmadığından şöyle bir araba turu atıp çıktık.
Deniz, Plaj, Koylar
Denize girme imkanı bol bir ada. Hepside halka
açık plajlar. Ancak gene maalesef hiçbirinde tekerlekli sandalye için bir önlem
alınmadığından denize girme imkanı bulamadım. Zira kumsallar fazla, bu
kumsalları aşıp denize ulaşmanız için en az 3 yardımcı bulmanız lazım. Uğurlu’da
bulunan Gizli liman plajında bazı yerlerde kumsala ahşap yollar yapılmışsa da,
yeterli uzunlukta olmadığından buralarda da yardımsız ulaşmak mümkün değil.
Yardım konusunda çalışanlarda fazla bir istek görmedim. Tabi mecbur değiller.
Bu nedenle eşim denize girerken ben aracın içinde
bekledim. Ama siz yanınızda güçlü yardımcılar varsa bilhassa Gizli Limanında
denize girebilirsiniz. Size kısa kısa plajları anlatayım.
Uğurlu ve bağlantısındaki Gizli Liman
plajları.
Adanın diğer ucunda yer alıyorlar. Yukarıda belirttiğim gibi güçlü bir yardımla
bilhassa gizli limanda denize girebilirsiniz.
Laz Koyu ise toprak yoldan ulaşılan daha küçük ve korunaklı bir koy. Su hep sakin
ve sığ. Plaja normal insan bile zor ulaşabilir. Burada denize girmeyi hiç
düşünmeyin, tepeden seyretmekle yetinin.:((
Aydıncık Plajı ise daha canlı, tesis olarak çok alternatifli. Gizli limandan sonra
engelli için uygun ama kumsal uzun olduğundan 2-3yardımcı ile denize
ulaşabilirsiniz. Yerleşim yerlerine daha yakın olduğundan tercih edilebilir
Kalafoz plajı : Sardunya Beach Club’da sörf yapanları izlemek, bu ortama yakın olmak için iyi bir tercih.Sörf
sebebiyle hem kalabalık hem de hemen hemen tüm araçlar yabancı plakalı.
.
Gökçeada kesinlikle huzur, sakinlik, doğallık arayanların adası.
Burası “citta slow” tabir edilen yavaş şehirlerden. Çok hareketli, çok turistik
bir ada beklemeyin. Tıpkı ada girişinde yazdığı gibi “Yavaşlayın,
Gökçeada’dasınız” Tekerlekli sandalye için genel olarak zor ama aracınız varsa
gidin, gitmeye değer. Ada yerlisine göre “deniz en çok
Eylül’de güzel”. Hem daha sakin. Bence de Eylül’de gidin.