DOLMABAHÇE SARAYI
İstanbul’un en önemli sarayı olan Dolmabahçe Sarayına
gitmeden önce buranın erişilebilirliğini araştırmak için İstanbul Belediyesinin
“Erişilebilir Turizm Engelsiz İstanbul” broşürünü inceledim. Milli Saraylar
bölümünde Dolmabahçe Sarayının erişilebilir olduğunu öğrenerek gönül rahatlığı
ile yola çıktık.
Karaköy yönünden Saraya gelmeden hemen önce sarayın yanında
bulunan Otoparka aracımızı park ettik.(Aracımız için otopark ücreti almadılar).
Düz bir girişle sorun yaşamadan, sarayın kapısına ulaştık. Girişte benden ve
refakatçimden ücret almadılar.
Sarayın kapısına geldik bizi hiçte şaşırtmayan ama bayağı
sinirlendiren bir sürprizle karşılaştık. Saraya giriş için yapılan lift
asansöre bindik ama çalışmadı. Yukarıdan bir yetkili biz asansör bozuk dedi. O
kadar. Biz sinirle asansörden indik. Söylenirken bir başka yetkili bizi gördü
ve 4 kişinin ellerinde sarayın merdivenlerini çıktık. Bunu anlatmamın sebebi,
gitmeden önce mutlaka telefon açın “asansörler çalışıyor mu?” diye mutlaka
sorun.
Saraya insanları gruplar halinde ve bir rehber refakatinde
içeri alıyorlar. Bu belli periyotlara oluyor. Yabancılar için İngilizce, bizler
için Türkçe rehberlik hizmeti veriliyor. Neyse içeri girdik ve bir iki salonu gezdik
ve önümüze muhteşem bir merdiven çıktı. Rehber merdivenleri çıktı. Arkasından “
ben ne olacağım” diye umutsuzca bir soru sordum. Rehber hanım siz bekleyin bir
görevli gelecek” dedi. Bende herhalde bu görevli beni asansöre götürecek
diyerek huzur içinde beklemeye başladım. Eh nasıl olsa erişilebilir denen bir
saray. Ama hayallerim görevlinin gelmesi ile sona erdi. Yukarı çıkmamım mümkün
olmadığı gerçeği ile yüzleştim. Beni aldı ve turun bittiği “muayide salonuna
götürdü. Burada bekle grup buraya gelecek dedi.
Yaklaşık yarım saat tek başıma bu muhteşem salonda bekledim.
Bu salonda yaşanan olayları hayal ettim. Resimler çektim. Bu arada bu salonda
Atatürk’ün kalafatının konulduğunu, İstanbulluların ona bu salonda veda
ettiğini hatırladım. Sonradan öğrendim ki Atamızın cenaze namazı bu salonda
kılınmış.
Yarım saat sonra bizim grup üst kattaki gezintisini bitirip turu son durağı olan bu salona ulaştı. Herkes bu salondan dışarı çıkış yaparken ben gezi rehberimle beraber giriş kapısına yöneldim. Sebebi çıkışta bulunan asansörün de arızalı olmasıydı. Rehber bunu söyleyince bende ona “merak etme öndeki asansörde arızalı” dedim. Hayret etti. Gene 3-4 yetkili eşliğinde merdivenlerden aşağıya indik.
Bundan sora Atatürk’ün vefatının yaşandığı bölüme doğru
hareket ettik. Bu bölümün kapısına geldiğimizde, oraya da çıkmamım imkansız
olduğunu önümüze çıkan merdiveni görünce anladık. Bu müzenin görmeyi en çok arzu ettiğim yerine de
ulaşılamıyordu. Ben bu üzüntüyü yaşarken elimdeki broşürde bu müze ve saray
için engelliye uygun yazısına gözüm takıldı. Bence buraya “kısmen engelliye
uygun” ifadesinin konulması daha doğru olurdu. Hiç olmasa bu hayal
kırıklıklarını yaşamamış olurduk.
Sarayın etrafını gezerken tanıtıcı levhada engelliye uygun
olarak gösterilen kafenin yakınındaki tuvaletlerin engelliye uygun olmadığını
gördük. Ama girişteki tuvalet engelliye uygun ve temizdi. Gene saray etrafındaki turumuzda asansörlerin
başında tamirat işlerinin başladığını gördük.
Söylenmelerimiz sonuç vermiş ve
bakım ekipleri çağırılmıştı. Keşke bu bakım arıza olduğu zaman yapılsaydı diye
düşünmeden edemedik. Sarayın etrafı düz olduğundan rahatça gezilebilir. Ancak
toprak ve çakıllı yüzey tekerlekli sandalyeyi biraz zorlayabiliyor.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilTarihi mekanlar, değişiklik yapmak zor olabilir ama günümüz teknolojisiyle bir atla devede değil. Ama orayıda görmeyiversinler, internette gezsinler deniliyorsa yazık.. Çok yazık.
YanıtlaSil