ENGELLİLER İÇİN ROMA
ULAŞIM
THY’nin uçağı ile geldiğimiz Roma havaalanından şehre ulaşım
trenlerle sağlanmakta. Yardıma gelen görevliye trenle şehre ulaşacağınızı
söylerseniz sizi uygun yere ulaştırıyorlar. Her hava alanında olduğu gibi
burada da görevliler bahşişe hayır demiyorlar. Burada Roma şehrinin en önemli
istasyonu olan Termini’ye ulaşıyorsunuz. Tren engelliye uygun. Bilet alırken
engelli olduğunuzu belirtmeniz lazım. Zaten sizi görüyorlarsa size uygun bilet veriyorlar.
Engelliye ayrılan koltukların yanında engelliye uygun tuvalet bulunmaktadır.
Termini istasyonu Romanın en
önemli ulaşım merkezi. Biz bu nedenle ve buradan Floransa’ya da trenle gitmeyi
planladığımızdan otelimizi bu bölgeden seçmiştik. İstasyonun önünde şehrin her
yönüne giden otobüs durakları ve metro durağı bulunmaktadır. Bu istasyonda
bulunan ve engellilere bilet ve trenlere ulaşmada yardımcı olan Sala Blu adında
hizmet veren bir büro bulunmaktadır. 5.Terminal yakınında bulunan bu büroya
bilet alırken ve trene binmeden önce mutlaka uğrayın.
GENEL OLARAK ROMA
Roma şehri bilhassa gezilecek yerleri itibariyle tarihi bir
bölgede olması ve tarihi dokunun olabildiğince korunması nedeniyle (orta cağdan
kalma sokakları ile) tekerlekli sandalye
için fazlasıyla yorucu. Deniş taşlarla döşeli yollar ve kaldırımlarda hareket
oldukça zorlaşıyor. Tekerlekli sandalyenizin sağlam olması ve bu şartlara
dayanması gerekmektedir. Ben zaman zaman sandalyenin bir yerinin kırılacağı korkusu
yaşadım. Ama neyse ki böyle bir olumsuzlukla karşılaşmadım. Ama bu düşünce ile
bazı güzergâhları kullanamadık. Sonuç olarak mutlaka Roma görülmesi gereken bir
yer ama sadece bir kere. Bu nedenle gittiğiniz zaman her yeri görmeye çalışın.Bu
arada en yakın bir turizm bürosundan Roma haritası edinmeyi ihmal etmeyin.
Diğer şehir içi yollarda fazla geniş olmadığından biraz
dikkatli olmakta yarar var.
Trafiği yoğun olan Roma da bazı meydanlarda Trafik
polislerinin trafiği düzenlemesini görmek beni geçmişe götürdü.
Bu genel bilgiden sonra
şehrin önemli yerlerini gezmeye başlayabiliriz. Gezimize Otelimizin
bulunduğu Termini bölgesinden başladık. Gezimizi genel olarak yürüyerek yapmayı
planladığımızdan günlük veya 3 günlük bilet almayı düşünmedik. Gerekli olduğu
yerde bilet aldık. Otobüs duraklarından gideceğimiz bölgeden geçen hatların
numaralarını öğrendik. Engelliye uygun olup olmadığını araştırdık. Zaten
otobüslerin önünde bulunan işaretlerden bunu anlamanız kolay oluyor. Ender de
olsa bazı otobüsler dolu idi ve şoförler bize maalesef anlamında işaret
yaptılar. Ama önemli değil fazla zaman geçmeden ikinci bir otobüs geliyordu.
Şoförler gerekenleri yapıyorlar, hemen inip tekerlekli sandalye için konulan
rampaları açıp bizim otobüse binmemizi ve varsa engelliye ait yerdeki yolcuları
ikaz ederek bizim yerleşmemizi sağlıyorlardı. Otobüs bulamasak taksiye bineriz
düşüncesindeydik. Size de bunu önerebilirim. Dönüşleri genellikle bu yolla
yaptık. Bazen metroyu da düşündükse de açıkça başarılı olamadık. Giriş çıkış
yerleri ve asansörleri bulmakta sıkıntılar yaşadık. Böyle durumlarda taksileri
tercih ettik.
İlk hedefimiz Kolezyum. Kollezyuma yürüyerek gitmeyi uygun
bulduk. Güzergahın yokuş aşağı olması da bizim bu kararımızda etkili oldu.
SANTA MARİA MAGGİORE
Yolumuzun üzerinde bulunan bu kiliseyi uzaktan seyretmekle
ve önünde resimler çekmeyle yetindik. Zaten önünde bulunan merdivenler bize
fazla davetkâr gelmedi.
DOMUS AUREA (Altın Ev)
MS 64 yılında büyük yangının ardından Neron tarafından inşa ettirilmiştir.
Altın Ev, İmparator Neron,imparatorluğun dört bir yanından toplattığı altınları
erittirerek evine kaplatmış, günümüzde evden geriye kalanları Kolezyum yanında
Esquilinus tepesinde görebilirsiniz. Bizde yakından geçerken ve kolezyumdan bu
kalıntıları seyrettik.
KOLEZYUM (COLOSSEO)
Roma başta olmak üzere dünyanın en ünlü turistik
yapılarından biridir. Yapımına M.S 72 yılında, İmparator Vespasian’ın başladığı
amfitiyatro, sekiz yıl sonra Titus tarafından açılmıştır. İnanışa göre bu ünlü
yapı adını İmparator Nero’nun Colossus Neronis adı verilen 30 m yüksekliğindeki
devasa heykelinden alır.
Roma Forumu’nun hemen doğusunda inşa edilen Kolezyum, 55.000
izleyicinin giriş yapabileceği 80 arklık girişlere sahiptir. Tiyatro amacı ile
kullanıldığı zamanlarda bu izleyiciler yerlerine sınıf farklarına göre
oturtuluyorlardı. 188 metre uzunluğu, 156 metre genişliği ile devasa bir yapı
olan Kolezyum, sadece tiyatro oyunları için değil, hayvan dövüşleri, idamlar ve
gladyatör mücadeleleri için de kullanılmıştır. Gladyatör mücadeleleri o
günlerde çok popüler olan bir aktivitedir. Genellikle kölelerden, mahkumlardan
ve suçlulardan oluşan gladyatörler arasında birkaç kadın gladyatör de vardı.
Zengin fakir herkesin izlediği bu mücadeleler kimi zaman imparator tarafından
da takip edilmekteydi. Kolezyum’um görkemli törenlere sahne olan açılışında
bile 5000’den fazla hayvan, bir o kadar da insan öldürülmüştür. Afrika’dan
getirilen yabani filler, aslanlar ve aç bırakılıp insanlara salınan ayılar
oyunlar boyunca ilgi çekiyordu.
450 yıldan daha uzun süre gladyatör
dövüşleri, vahşi hayvan avları ve idamlardan sonra Kolezyum’un kemer altları;
ağıllar, ahırlar ve kaleler ile doldurulmuş ve taşları yağmalanmıştır.
Kolezyum’dan sökülen taşlar farklı yerlerde kullanılmıştır. İlgisizlik ve yağma
ile tahrip olsa da yapı halen Roma başta olmak üzere İtalya’nın en ünlü ve
önemli gezi noktalarından biridir. Kolezyum’un hemen etrafında ufak bir ücret
karşılığında eğlenceli fotoğraflar çektirebileceğiniz gladyatör kostümlü
Romalılar yer alıyor.
Roma Forumu’nun doğusunda yer alan Kolezyum’un etrafında
bir çok önemli yapı yer almaktadır. Arco di Costantino (Konstantin Takı), Arco
di Tito (Titus Zafer Takı), Domus Aurea, Circo Massimo, Traianus Sütunu ve
Traianus Pazarları çevrede bulunan en önemli gezi noktaları arasında yer alır
Bu tarihsel bilgilerin ardından gezimize başlayalım. Tarihi
ve çok eski bir yapı olması nedeniyle genellikle engelliye uygun olmadığı düşülse
de (ki ben böyle düşünüyordum) gerçekte
böyle değil. Bazı zorlanmalar olsada tekerlekli sandalye ile burayı gezmek
mümkün. Yapıyı gördüğümüz yerden itibaren fotoğraflar çekerek yapıya doğru
ilerlemeye başladık. Romanın ve dünyamızın bu önemli yapısından etkilenmemek
mümkün değil.
Bayağı
meyilli girişleri kullanmak tehlikeli geldiğinden daha uzun ancak daha az meyilli
yollardan yapıya yaklaştık. Etrafında biraz dolaştıktan sonra giriş kapısına
ulaştık. Önündeki kuyruğa girmeden giriş kapısına ulaştık. Oradaki görevlilerin
bizi fark etmesini sağladık. Görevli kapıyı bize açarak bilet gişelerine
yöneltti. Benden ve eşimden ücret almadan biletlerimizi aldık. Yapının içindeki
koridorlarda gezinmeye başladık. Nispeten yollar tekerlekli sandalye ye
uygundu. (girişteki bir iki basamağı saymasak)
Biraz
ilerledikten sonra bir geçitten kolezyumun içine girdik. Genellikle uygun olan
bu bölgeden yapıyı zemin bölgesinden izledik. Tarih bilgimizden, seyrettiğimiz
filmlerden ve okuduklarımızdan yola çıkarak burada yaşananları hayal etmeye
başladık.
Buradan
yeteri kadar durduktan sonra tekrar koridora geri döndük. Biraz daha
ilerledikten sonra yukarı kata çıkmak için yapılan asansöre ulaştık.
Asansör
ile yukarı kata rahatça ulaştık. Üst katta bulunan koridorlardan seyir
yerlerinin olduğu koridora geçtik. Her yönü ile tekerlekli sandalyeye uygun (arada
bir karşınıza çıkan basamakları varsa da) olan bu gezinti yollarından dolaşarak
kolezyumu her açıdan izlemek mümkün. Ulaşılabilirliğine 10 üzerinden 8
verebilirim.
Üst katta bulunan dışarıya açılan seyir alanından çevreyi
izlemek mümkün. Burada bulunan mağazadan hatıra eşyası alabilirsiniz. Buralara
giriş çıkışta oldukça rahat.
Doya
doya bu gezintiyi yaptıktan sonra ayni asansörle aşağıya indik. Burada
engellilere uygun tuvalet bulunmaktadır. Kolezyumdan çıkış yaptık ve yapının
etrafında turlamaya başladık. Bu defa yukarıdan gördüğümüz yapıları yakından
izleme imkanı bulduk. Yukarıda da belirdiğim gibi bazı yerlerde tekerlekli
sandalye ile epey zorlandık.
Arch of Constantine
İlk Hıristiyan İmparator Konstantin’in
zaferini anmak amacıyla 4. yüzyılda dikilen,Kolezyum’un yanında,palatino tepesi
ile kolezyum arasında yer alan 25 metre yüksekliğindeki tak’tır. Hemen
kolezyumun yanında yer almakta ve ulaşımı rahat bir yerdedir.
Circus Maximus:
Halk oyunları ve eğlenceler,tekerlekli
araba yarışları için inşa edilmiş antik bir hipodrom.Sezar tarafından
yaptırılan en eski ve büyük stadyum Circus Maximus’tur.İki kez yandığı için
geriye çok fazla bir şey kalmasa da görülmeye değer.Kolezyuma çok
yakın,bir durak mesafede ancak ulaşımı biraz zor.Uzaktan seyretmekle yetindik.
ROMA FORUMU (FORO
ROMANO)
Roma Forumu, Antik Roma’nın siyaset, ticaret ve hukuk yaşamının
merkeziydi. Forumda yer alan en büyük yapılar, resmi davaların görüldüğü
bazilikalardı. MÖ 5. yüzyıldan MS 5. yüzyıla kadar en önemli anıtlar buraya
inşa edilmiştir.
Günümüzde yabani otların sardığı ve geniş bir yıkıntı
görünümündeki bölge, eski Roma’da 1000 yıl boyunca şehrin en önemli
bölgelerinden biri olmuştur. Kolezyuma yakın olan bu bölgeye ulaşmak bayağı
zor. Resimlerden de görüleceği gibi tarihi yol tekerlekli sandalye için zor ve
hatta tehlikeli. O zamanlarda tekerlekli sandalye varmıydı bilemiyorum ama yolları
yaparken bizleri düşünmedikleri kesin.
Zor şartlarda ve eşimin olağanüstü gayretleri
ile formu yukarıdan gören bir yere ulaştık. Giriş kapısından ücret ödemeden
geçtik. Buradan kalıntıları genel olarak görmek mümkün. Aşağıda yollar vardı
ama oraya gidecek halimiz kalmamıştı Ayrıca yolun sonu görünmüyordu. İleride
çıkış yoksa ve aşırı meyil olması düşüncesiyle, yorucuda olsa geldiğimiz yoldan
dönmeyi tercih ettik.
Geldiğimiz teras gibi yerden forma inmek için
bir asansör bulunmaktaydı. Çalışıyor mu diye baktım, çalışmıyordu. Belki bir
görevli bulsak bunu çalıştırabilirdi ama gerek yakında bir görevli olmaması ve niyetimizinde
olmaması nedeni ile bu yönde çabamız olmadı.
Aslında ilginç bir gezinti olabilecekti ama eşimin de pili bitmişti. Yanınızda
güçlü birisi varsa mutlaka burayı gezin. Benim aklım kaldı. Size bir ipucu da
vereyim. Kollezyumdan buraya girmeyin. Kollezyum çıkışı imperial caddesinden
uygun bir giriş olduğunu sonradan öğrendim. Formun içinde engelliye uygun
tuvalet bulunuyor. Bir daha gidersem mutlaka Roma formunu gezeceğimi
söyleyebilirim. Bu nedenle siz mutlaka girmeyi deneyin. Ulaşılabilirliği 10
üzerinden 6.
Kolezyum
çıkışında Vittorio Emanuele II abidesine giderken da yol boyunca formu
izlemeniz mümkün.
.
Arch of Titus:
Roma Forum’unun güneydoğusunda yer
alır,MS 82 yılında Roma İmparatoru Dominitian tarafından ölen kardeşi Titus’u
ve zaferlerini anmak amacıyla yapılmıştır. Kolezyum’dan Roma formuna giderken
yol üzerinde bulunan yapı yakından görmek mümkün.
PİAZZA VENEZİA (VENEZİA MEYDANI)
- VİTTORİO EMANUELE II
ABİDESİ
Roma’nın ünlü anıtlarından olan Vittorio Emanuele II Abidesi,
şehrin hareketli meydanlarından Piazza Venezia’da (Venedik Meydanı) yer alır.
Altare della Patria olarak da bilinen anıt, Giuseppe Sacconi tarafından
Birleşmiş İtalya Krallığı’nın ilk kralı II. Vittorio Emanuele’yi
onurlandırmak için 1885-1911 yılları arasında yapılmıştır.
Meydan tekerleki sandalye için uygun olup, meydanı ve meydandaki
eşsiz mimarisi ile dikkat çeken abideyi
seyretmeniz mümkün.
Panaromik asansörü ile tepesine çıkarak
Roma’yı geniş bir açıdan görmeniz mümkün ama biz vakit nedeniyle asansöre
binemedik. Buraya kolezyumdan yaya olarak ulaşılabilir.
SANTA MARİA DEGLİ
BAZİLİKASI
Büyük Roma bazilikalarından biri olan Santa Maria Maggiore,
farklı mimari tarzların bir arada kullanımı konusundaki en başarılı örneklerden
biridir. Orijinal kilise efsaneye göre M.S 356 yılında, Esquiline Tepesi’ne
yağan kardan sonra, bu tepenin doruğuna yapılmıştır. Efsaneye göre bir
gece Bakire Meryem papanın rüyasına girer ve ona yeni bir kilise inşa etmesini,
yeni kilisenin inşa edileceği yeri ise yarın karla işaretleyeceğini söyler.
Gerçekten de yaz günü olmasına karşın Esquiline Tepesi’ne kar yağar ve bunun
üzerine papa da bu bölgeye kiliseyi yaptırır.
Günümüzdeki kilisenin nefi ve nef mozaikleri 5. yüzyıl tarihli
orijinalleridir; Cosmati işçiliği, apsis mozaikleri ve Romanesk çan kulesi
Ortaçağ’dan kalmadır. Santa Maria Maggiore Kilisesi Ortaçağ boyunca kapsamlı
yenilemelerden geçirilmiştir. Kilisenin tavanı İspanya Kraliçesi Isabella’nın
papaya hediye ettiği Yeni Dünya’dan getirilmiş altın yaldız ile kaplanmıştır.
Bazilikaya giriş ve içerisi tekerlekli sandalyeye uygun. Mutlaka
görülmesi gereken muhteşem bir yapıt.
NAVONA MEYDANI VE
DÖRT NEHİR ÇEŞMESİ
Navona Meydanı (Piazza Navona), Roma’nın en güzel ve hareketli
meydanlarından. Şehrin kalbinde yer alan meydan gece gündüz devamlı hareketli.
Elips biçimindeki meydanın bulunduğu alanda İmparator Domitian tarafından M.S
1. yüzyılda yaptırılan bir stadyum yer almaktaydı. 30.000 kişi kapasiteli olan
stadyumun yıllar içinde yıkılması ile ve Papa X. Innocent (1644-1655) bölgenin
yeniden düzenlenmesini istemesinin ardından Navona Meydanı hayat bulmuştur
Bugün yayalara ayrılmış olan meydan, kafeleri, seyyar satıcıları
ve sokak göstericileri ile gün boyu hareketli. Meydanda yer alan 3 çeşmenin en
ünlüsü ise Bernini tarafından tasarlanan Dört Nehir Çeşmesi. Çeşmenin tasarımı
bir yarışma sonucunda belirlenmiş olup ismi dört kıtadaki dört nehrin dört
tanrısından gelir. Bu nehirler şunlardır: Afrika’daki Nil, Asya’daki Ganj,
Avrupa’daki Tuna ve Amerika’daki Plata’dır. Çeşmenin ortasında yer alan
dikilitaş Roma döneminden kalmadır. Üzerinde İmparator Vespasianus, Titus ve
Domitian’ın adlarının hiyeroglifleri bulunur.Çeşmenin hemen arkasında Sant
Agnese in Agone Kilisesi yer alıyor. Roma’nın en ünlü kiliselerinden olan San
Luigi dei Francesi ise hemen binaların arkasında yer alıyor. Navona Meydanı’nın
etrafında yer alan binaların çoğu ise 16 ve 17. yüzyıllardan kalmadır.
Şehrin merkezinde yürürken birden karşınıza çıkıverir veya
sorarak ta bulabilirsiniz, yakınlarında bir metro durağı yok ,yürüyerek gitmek
istemez iseniz otobüs ile gidebilirsiniz.
Meydan her yönü ile tekerlekli sandalyeye uygun. Gerek çeşmeyi
ve gerekse çevresinde yer alan tarihi binaları ve meydanda gösteri yapan
insanları saatlerce izleyebilirsiniz. Uzun zaman ayrılması gereken bir meydan. Engelli
tuvaleti mevcut, parada almıyorlar. Biz buraya iki defa geldik. Mutlaka burayı
gezin, görülmesi gereken bir yer.
.PANTHEON (ROMA)
Pantheon, Antik Roma döneminden kalan ve en iyi
şekilde korunmuş olan bir tapınaktır. Günümüzdeki Pantheon aynı yerde yapılan
üçüncü yapıdır. Önceki iki yapı yangınlarda tahrip olmuştur. Buraya yaya olarak
ulaşabilirsiniz.Yukarıda da belirttiğim gibi bir plan dahilinde Roma’yı yaya
gezebilirsiniz.(Bknz.Yazının son kısmı) Dönüşünüzü ise bir ulaşım aracı ile
rahatça yapabilirsiniz. Burada bulunan bir dondurmacıdan lezzetli bir dondurma
yedikten sonra Pantheon’a girdik. Meydan parke taşları ile kaplı olduğundan
gezmek biraz zor. Ancak girişte gerekli önlemler alınmış ve tekerlekli sandalye
için rampalar konulmuş. Sizi gören görevliler sizi rampaya yönlendiriyorlar.
Giriş ücretsiz. Etrafta tuvalet göremedim.
Pantheon’u bu kadar etkileyici kılan en önemli özellik hiç
şüphesiz ki eşsiz mimarisidir. Arklar sekiz kısımda biter, kubbe ise farklı
arklar tarafından desteklenmektedir. Binanın ağırlığını kaldırmak için bu
arklardan faydalanılmıştır. Romalılar mimaride kullanılan malzemelerin ağır
olduğunun farkındaydı; bu nedenle kubbede daha hafif malzeme kullanmışlardır.
En ağır inşa malzemesi ile taban için kullanılmıştır. Kubbenin ortasında Oculus adında
bir delik bulunur. 8 metre genişliğindeki bu delik içeriye ışık girmesini
sağlayan tek noktadır.
Girişin iki kısmında Augustus ve Agrippa’nın heykelleri
bulunmaktadır. Yapının iç dizaynı ise gelenek ile yeniliği
birleştirmiştir. Binanın mimarisi ve içi etkileyici. Mutlaka gezin, ihmal
etmeyin.
Pantheon aynı zamanda krallar, ressamlar ve mimarların
mezarlarının bulunduğu bir yerdir. Mihrabın solundaki şapelde Rönesans ustası
Raffaello bir Roma lahdinde gömülüdür. Binanı bulunduğu meydan çok hareketli ve
kalabalık. Zaman zaman bu insanlarıda seyretmekte ilginç olabiliyor.
CAMPO DE FİORİ
Tiber Nehri ile Navona Meydanı arasında yer alan Campo dei
Fiori’nin adı efsaneye göre Pompeo’nun sevdiği kadın Flora’dan almıştır. “Fiori”
İtalyancada “çiçek” anlamına gelir.
Meydanın ortasında, Roma
Engizisyon (Katolik Kilisesi’ne bağlı bir mahkeme sistemi), 1600 yılında
fikirleri nedeniyle yakılan Filozof Giordano Bruno’nun bronz heykelini yer
alır. 1888 yılında yapılan bu heykel, bir anlamda, geçmişte burada düzenlenen
infazların acı verici anısını yansıtır.
Meydanın bu kadar
hareketli ve ünlü olmasının nedenlerinden biri de gündüzleri burada kurulan
sokak pazarıdır. Sokak pazarını, pazar günleri hariç sabahtan öğlen vaktine
kadar ziyaret edebilirsiniz. Pazarda günlük taze meyve sebzeler alabilir,
Romalıların pazar alışveriş kültürünü gözlemleyebilirsiniz. Alan tekerlekli
sandalye ile gezmeye uygun. Yolunuzun üstünde ise gezin. Mutlaka görülmesi
gereken bir yer değil. Bu bölümü burada heykeli bulunan Giordano Bruno’nun öenli bir sözü ile
bitirelim."Tanrı, iradesini hakim
kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise
kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrı'yı kullanırlar."
TREVİ ÇEŞMESİ
(ROMA AŞK ÇEŞMESİ)
Trevi Çeşmesi (Fontana di Trevi) ya da bilinen adıyla Aşk Çeşmesi Roma’nın
en ünlü yapılarından biridir. Çeşme, Papa XII. Clement tarafından Heykeltıraş
Nicola Salvi’ye yaptırılmıştır. Trevi İtalyanca “üç yol”
anlamına geliyor. Bu ismin çeşmenin olduğu meydana çıkan 3 yoldan dolayı
verildiği düşünülüyor. Günümüzde çeşmenin etrafı özellikle gece saatlerinde çok
hareketlidir.
Roma’nın en ünlü simgelerinden olan Trevi Çeşmesi üzerinde
birçok heykel görebilirsiniz. Çeşmenin orta kısmında 2 Triton’un (deniz
ulakları) çevrelediği bir Neptün figürü bulunur. Tritonlardan biri huysuz bir
denizaltını dizginlerken diğeri ise daha sakin olan hayvanı sürmektedir. Bunlar
denizin 2 zıt halini simgeler. Çeşmenin sağındaki rölyefte Acqua Vergine su
kemerini yaptırarak suyunu kente getirdiği kaynağı keşfeden bakire
betimlenmiştir.
Trevi Çeşmesi her ne kadar muhteşem bir görünüme sahip olsa
da çeşmenin bu kadar ünlü olmasının bir nedeni de çeşmeye dilek dileyip bozuk
para atılmasıdır. İnanışa göre kim dilek diler ve sağ eli ile sol omzunun
üzerinden çeşmeye bozuk para atarsa o kişinin dileği gerçekleşir ve Roma’ya
tekrar gelirmiş. Trevi Çeşmesi’nin havuzunda her hafta binlerce Euro toplanır
ve hayır kurumu olan Caritas’a verilerek yoksullara yiyecek ve içecek yardımı
yapılır.Havuzun etrafı iki kademelidir.
Havuz seviyesinde olan alt kısma tekerlekli sandalye ile
inmek mümkünse de zordur. Yani havuza para atma şansınız olmamakta. Bu nedenle
dilekte bulunma şansımız olamadı. Bu arada belirttiğim gibi Roma’ya bir daha
gelme düşüncem olmadığından para atmadığıma pek üzülmedim. Ancak yanlış bir
düşünceye yol açmayayım. Mutlaka gelinmesi ve görünmesi gereken bir şehir.
Mutlaka gelin. Ama belirttiğim zorlukları nedeniyle bir daha gelmek istemem. Ol
seviyesinden çeşmeyi ve etrafındaki insanları ilgi ile seyredebilirsiniz.
İSPANYOL
MERDİVENLERİ VE PİAZZA SPAGNA
İspanyol
Merdivenleri ve merdivenlerin bulunduğu Piazza di Spagna (İspanyol Meydanı),
Roma’nın en hareketli bölümlerinden biridir. Adını bölgede yer alan İspanyol
Elçiliği’nden alan meydan, gece gündüz hem Romalıların hem de turistlerin en
sevdiği yerlerden biridir. Meydanının bu kadar popüler olmasının nedeni
meydanda yer alan şehrin ünlü merdivenleridir. Aslında günü her saatinde basamaklarına oturan
insanlarla dolu olan merdivenler bizim gittiğimiz dönemde bakımda olduğundan
bomboştu. Aslında burayı böyle boş görme ihtimali dolu görme ihtimaline karşı
çok az olduğu düşünülürse biz bu şansa sahip olduk diyebiliriz. Merdivenlerde
bir özellik olmasa da önünde yer alan havuz biraz daha ilgi çekebilir. İspanyol
Merdivenleri’nin alt kısmına Roma’nın ünlü çeşmelerinden olan kayık şeklindeki
Fontana della Barcaccia yer alır Çeşmeyi besleyen su kanallarındaki basıncın
düşük olmasından dolayı çeşmede fıskiyeler yerine su sızdıran bir tekne
tasarımı kullanılmıştır Rahatça ulaşılabilen meydan tekerlekli sandalyeye
uygun. Tabi merdivenlere oturma şansımız yok.
Piazza del
Popolo:
Avrupa’nın en güzel meydanlarından olduğu
söylenmektedir.Roma’daki en büyük meydandır.Konserlere ev sahipliği yapar.Via
Del Corso caddesinin sonunda yer almaktadır. Bu önemli alış veriş
caddesini yaya olarak kat ettikten sonra bu meydana ulaşabilirsiniz. Cevresinde
yer alan eserleri ve parkları seyredip bol bol resim çekebilirsiniz.
Parke
taşları biraz zorlasa da genelde rahat gezilebilecek bir meydan.Metdanda
gösteri yapan satıcıları izlemekte ayrı bir meşgale olabilir.
Castel Sant’Angelo:(Melekler Kilisesi)
Roma’da görmek istediğim yerlerin başında gelen (sebebi
“Melekler ve Şeytanlar” romanı olsa gerek) bu tarihi yapıya Vatikan dönüşü yaya
olarak ulaşılabilir. Daha önce de Roma’ya giden eşim buraya tekerlekli sandalye
ile çıkılamayacağını, sadece dışarıdan görebileceğimi söylediğinden moralim
biraz bozuktu. Bu düşünce ile binaya doğru ilerledik. Binadan içeri girince
görevlinin beni takip edin işaretini görünce ümitlendim. Gene bir bedel
ödemeden girdiğimiz binada görevli bizi bir asansör kapısına getirince keyfim
yerine geldi. Diğer ziyaretçilere kapalı olan asansörü görevli açtı ve biz
asansöre girdik. Bu nedenle de dönüşte inmek için o görevliyi bayağı aradık.
Asansörle yukarı çıktık. Daire şeklinde olan
binanın seyir yerleride dairesel şekilde. Her açıdan Roma’yı görmek mümkün. Burada yer alan kafe’de oturup kahve içmek mümkün.
Terrazzo dell’Angelo’da (Melek Terası) büyük, bronz St. Michael
heykelinin bakışları altında Aziz Petrus Bazilikası ve Tiber Nehri’nin
panoramik manzarasını seyredebilirsiniz. Bu bölümde yer alan Bronz Melek Heykeli, 18. yüzyıl Flaman
heykeltıraşı olan Pieter Verschaffelt’e aittir.
Castel Sant Angelo, Roma’nın en önemli tarihi yapılarından
biridir. Görkemli bir kale olan yapı, adını, Papa Büyük Gregorius’un burada
Melek Mikail’i gördüğü dinsel deneyimden alır. Kale, M.S 139 yılında Hadrianus
ve ailesinin mozolesi olarak yapılmış, daha sonra İmparator Aurelianus’un
yaptırdığı kent duvarlarına dâhil edilmiş, Ortaçağ’da kaleye dönüştürülmüş ve
siyasi karmaşa dönemlerinde papaların ikametgâhı olmuştur. Fatih Sultan Mehmet’in
oğlu Cem Sultan burada esir tutulanlar arasında yer almıştır.
Kale ile Vatikan arasında yer alan gizli geçiş ile papaların
güvenliği sağlanmıştır. Vatikan Koridoru adı verilen bölüm Vatikan Sarayı’ndan Castel
Sant Angelo’ya dek uzanıyormuş..1227 yılında, papanın tehlike anında kaçış
güzergâhı olarak inşa edilmiştir.
Castel Sant Angelo günümüzde Museo Nazionale di Castel Sant’Angelo’ya (Sant’ Angelo Kalesi Ulusal Müzesi) ev sahipliği
yapmaktadır. Ancak buraya tekerlekli Sandalye ile çıkmak pek mümkün değil.
Eşimin çektiği fotoğraflarla yetindim
Kalenin önünde Ponte Sant Angelo (Hadrian
Köprüsü) yer alıyor. Hadrian Köprüsü, Roma’da bulunan en güzel köprüler
arasında yer alır. Köprünün yan yüzeyleri travertendir. Tiber Nehri’ni 3 kemer
ile geçen köprü Castel Sant Angelo ile seyre değer bir manzara oluşturur.
Kaleyi dolaştıktan sonra Hadrian
köprüsüne geldik. Burada herkesin yaptığı gibi kaleyi arkamıza alıp bol bol
resim çektirdik.
Gerek bina içibe ve gerekse çevresine
sandalye ile pek zorluk yaşamadık. Kalede tuvalet imkanı yok.
GEZİ PLANI ÖNERİSİ
Roma şehri görülecek yerler, alış veriş caddeleri ve yemek yerleri iç içe olan bir şehir.
Açıktığınız bie yerde karnınızı doyurun, yorulduğunuz yerde bir kahve veya bira
için)
1.Gün (Gidiş yaya-dönüş Vasıta)
Termini – Cavour caddesi – Santa Maria Maggiore – Domus
Aurea – Collesyum – Roma Formu – Arco di costantino – Arco di Tito (eğer
vaktiniz kaldıysa) Circo massimo – Santi Giovanni e paolo
2.Gün (Gidiş Yaya – Dönüş Vasıta)
Termini – Piazza Venezia ( Foro Traiano – Mercati tralenei)
– Vittorio emanuele caddesi – Campo de Fiori – Pizza Navona – Via del Corso –
Fontana di Trevi – Trinita del Monti – Villa Medici
3.Gün (Gidiş Vasıta – Dönüş Vasıta)
Termini - Vatikan – Castel Sant Angelo
4. Gün (Varsa) (Gidiş Vasıta – Dönüş Vasıta)
Termini – Piazza Venezia – Via del Corso – Piazza del Popolo
– (Vaktiniz ve güçünüz kaldıysa) Villa Borghese
Ucuz otobüs bileti bulmak artık çok kolay. Online olarak internetten ucuz otobüs bileti https://www.3havalimanı.com/otobus-bileti satın alabiliyorsunuz. İnternet üzerinden hizmet veren onlineterminalim.com sitesinde bütün otobüs firmalarının seferlerini karşılaştırıp, en ucuz otobüs biletini bulup alabiliyorsunuz.
YanıtlaSilMis Amasya, Narlıca Seyahat, Nevşehir Seyahat, Niksarkale, Öncü Göreme, Öz Diyarbakır, Öz Doğu Kars, Öz Elbistan, Öz Erciş Seyahat, Öz Sivas, Mersin Vif, Mersin Villa, Metro, Özgül Bafra, Özlem Ardahan otobüs firmalarının online bilet işlemlerini https://www.3havalimanı.com dan yapabilirsiniz.