Paris
seyahatine çıkmadan önce okuduğum bilgiler doğrusu beni korkutmuştu. Genel
olarak Paris’in engelliler (Tekerlekli sandalyeli) için pek uygun olmadığı (tarihi
yapıların çokluğu ve eski bir şehir olması nedeniyle) belirtiliyordu. Metrosunun
eski olduğu, bir çok duraklarında asansör bulunmadığı, bu nedenle ulaşımda
zorlanılacağı yazıyordu. Kısacası seyahat öncesi biraz kaygılıydım. Ama hemen
belirteyim ki fazla kaygılanmışım, genelde olumlu izlenimlerim oldu.
Bu gezi
notlarımda lafı uzatmamak için tarihi yerler hakkında detay bilgilere girmedim.
Bunları başka kaynaklardan temin edebilirsiniz. Ama mutlaka öncenden bu yerler
hakkında bilgi edinin. Paris için benim ana hedeflerim eyfel kulesi, zafer
takı, şanzelize caddesi, sen nehri gezisi, louvre müzesi ve notrdam (notre
dame) kilisesiydi. Zaten 4 günlük gezi için bu kadar yeterliydi. Belirttiğim
gibi benim amacım daha çok tekerlekli sandalyeli gözü ile izlenimlerimi
belirtmek olacak ve yaşadığım olumlu ve olumsuzluklar konusunda sizleri
bilgilendirmek olacaktır.
Gene önceden
belirtmekte yarar var. Eyfelde ve louvre de engelli tuvaletleri mevcut
(notre-dama kilisesinde bulunmuyor). Bu konuda bir zorluk yaşanmıyor. Çok temiz
olmasa da kullanılabilir durumdalar. Bunun yanında artık bizde de olduğu gibi
tüm ortak alanlarda özel engelli tuvaletleri mevcut.
Burada da
“Hop in hop out” denilen gezinti otobüsleri mevcut. Biz tercih etmedik ama
zamanınız el veriyorsa bunlardan da istifade edebilirsiniz. Tüm tarihi ve
turistik yerleri gezdiriyor. Sanırım 3-4 ayrı tur yapan hatlar mevcut. Engelliye uygun ama ilgilenmediğimden
ücretlerini öğrenmedim. Ama internette kısa bir incele ile bunları öğrenmeniz
mümkün. İlk planda düşünmediğimizden biz kullanmadık ama iyi bir Paris gezisi
için planlama aşamasında düşünülebilir.
İstanbul’dan
Hareket
Aracımla
Atatürk Hava limanına zamanında ulaştım. Az da olsa park yeri endişem vardı.
Zira her yerde olduğu gibi burada da engelli otoparkları diğer araçlar
tarafından işgal ediliyordu. Neyse Sabahın erken saatleri olduğundan sanırım
dış hatlar otoparkında engelli parkına ulaşmadan bulduğum boş bir yere park
ettim. Hava alanında bilet işlemlerini yaptırırken gerekli ikazları yapmamıza
karşın, elemanın dikkatsizliği nedeniyle nerdeyse uçağa binemiyordum. Bence
işlem yapan elemanlara gerekli ikazı dikkatli yapın ve orada yardımcı elemanı
bekleyin. Biz freeshop’a uğrayacağımız için elemanı kapıya yönlendirmelerini
talep ettik. Ama elemana Berlin uçağı diye bildirildiğinden belirttiğim gibi
nerdeyse uçağa binemeyecektik. Belirttiğim gibi en az iki saat erken gidin ve
bilet işlemlerinin yapıldığı bankoda yardımcı elemanı bekleyin, ne olur ne
olmaz.
Neyse biraz
heyecan yaşadıktan sonra sonunda uçağa yerleştik. Neyse ki uçağın koltuk kolu
kalkıyordu da sorusuzca koltuğa transfer oldum. Zira bazı uçaklarda bu kol
kalkmadığı için transferde bayağı sorun yaşamıştım.
Uçak Paris’e
gelmeden önce hostesi ikaz ederek yardımcı eleman konusunda havaalanını
haberdar etmelerini sağladım. Zira bu konuda da önceki bazı uçuşlarda sorun
yaşamıştım. Detaylara girmeyeceğim ama sizde bu ikazı yapınız yoksa uçakta
bayağı bekleme ihtimaliniz olabilir. Paris havaalanı bayağı büyük, epey
dolaştıktan sonra uçağımız körüğe yanaştı.
Gene de Paris
hava limanındaki görevli eleman epey geç geldi.
THY Paris’te 1 no.lu terminali kullanıyor, metro ise 3 no.lu terminalde
bulunuyor. İki terminal arasında ücretsiz nakil sağlayan araçlar varmış ama binmediğimden
uygunluğu konusunda bir şey demeyeceğim. Gerek 3 kişi olduğumuzdan ve gerekse
metrolar konusunda endişemiz olduğundan yardımcı elemana bizi taksi durağına
götürmesini söyledik. Paris havaalanı bayağı büyük Görevli bizi taksi durağına
sorusuzca ulaştırdı. Hatta tuvalete girmem gerektiğinden birazda beklemek
zorunda kaldı . Havaalanı tuvaleti pek temiz değildi. Görevliye 5 Euro ( bahşiş
olarak) verip biz taksiye yöneldik. Burada belirtmen gereken husus taksi şoförlerinin
tekerlekli sandalyeli yolculara pek olumlu bakmadığıdır. Bu sorunu daha sonrada
şehir içinde de yaşadık.
Metro (RAR)
biletleri 11 Euro olduğundan 3-4 kişilik yolculuklarda taksi de ayni hesaba
geliyor. Ama trafiğe yakalandığımızdan bizim taksimetre tahminimizden 10 Euro
fazla yazdı. Böylece 50 Euro’ya otelimize ulaştık. Bu arada burada taksiler
bagaj için ayrıca 2-3 Euro ücret alıyorlar.
Otelimizi
özellikle şanzelizeye (“Champs Elyees”
yazılıyor ama ben okunduğu gibi yazmayı tercih ediyorum) yakın seçtik. İyide oldu. Booking.com dan ayırdığımız (Bu arada şunu belirtmekten geçemem. Booking com engelliye uygun otel bulmamda çok yardımcı oldu. Onlara teşekkür etmem lazım. Sizde telefonla ulaşabilir ve detaylı bilgi ve yardım alabilirsiniz. Çok yardımcı oluyorlar) ve engelli odası olan otele (Elize Royal) 3 geçe için 3 kişilik odaya 522 Euro
ödedik. Otel vasat üstü bir oteldi. Engelli odası giriş katta olduğundan pek
ferah değildi. Ama elemanları yeterli sayılabilir. Tek sorun her Avrupa
ülkesinde olduğu gibi burada da tahrirat musluğunun bulunmamasıydı. Bizler için
bu tesisat daha da önem kazanmaktadır Daha önce internetten bir harita
indirmiştim. Ama otellerde Paris haritaları var mutlaka yanınıza bir tane alın.
Otelin hemen
yanındaki marketi keşfetmemiz son geceye nasip oldu. Bu nedenle hep uzaktaki
markete gitmek zorunda kaldık. Ekmekleri çok güzel olan Paris’te sular hem
tatsız hem de nispeten pahalı. Marketten su ve kahvaltı için ekmek aldık.
Paris’te
Ulaşım
Tekerlekli
sandalye için Paris’te ulaşımın en kolay yolu otobüslerde sağlanıyor. Metroda
sadece bazı hatlarda erişim imkânı var. Paris metrosu çok eski yıllarda
(1900’lü yıllarda) inşa edilmeye başladığından çoğu duraklarda asansör yok.
Ancak yeni yapılan hatlarda bu imkana sahip olabiliyorsunuz. (M14 no.lu metro
hattı ile RER tren hattı A ve B hatlarının tek.sandalyeye uygun olduğunu
öğrendim). Ben bu nedenle metroyu hiç kullanmadım. Geçte olsa ve yukarıda
belirttiğim gibi taksilerin tekerlekli sandalye ye pek sıcak bakmadıklarından
otobüsleri denedim. Tüm otobüsler de engelli rampası bulunuyor. Rahatça binip
inebilirsiniz. Her durakta hangi hatların otobüslerinin geçtiği ve uğradığı
duraklar ve de tahmini geliş süreleri açıkça gösteriliyor. Ayrıca gene tüm duraklarda
tüm hatları gösteren haritalar mevcut. Rahatça rota tespiti yapabilirsiniz. Metroya
göre yolculuklarınızda şehri daha yakından görme şansını da bulabiliyorsunuz.
Sonuç olarak tavsiyem Paris’te ulaşım için otobüsleri tercih etmenizdir
Sen nehir
gezisi
Daha önce
yaptığımız plan doğrultusunda ilk gün yarım gün olacağından bu güne nehir
gezisi planlamıştım. Otelden saat 13 de ayrılarak ve Eyfel yönünde yürümeye başladık. Zira sen
(seine) nehri eyfelin hemen yanında yer alıyor. Orada nehir gemilerine binmeyi
planlıyordum. Mart ayı olduğundan yağmurlu ve soğuk sayılabilecek bir gündü.
Öncelikle palais de chıllot binasının önünden eyfeli seyrettik ve resimler
çektik. Merdivenlerle aşağıya inmemiz gerekiyordu. Ama var olan rampalar
merdiven boyutunda olduğundan kaygan ve dik olması nedeniyle kullanışlı
değildi. (Ben bu tip meyillerin bize mahsus olduğunu sanırdım ama Paris’te de
bizdeki gibi şehir mimarlarının !!!! Olduğunu öğrenmiş oldum) Neyse yolu uzatarak
dolana dolana aşağıya inerek nehir seviyesine ulaştık.
Fakat nehir
bayağı aşağı seviyedeydi ve bolca merdiven vardı. Tabi ben ilk hayal
kırıklığımı yaşadım. Hernekdar araçlar iskeleye kadar ulaşıyordu ama bu yoldan
gitmek uzun bir yolculuğu gerektirdiğinden soğuk ve yağışlı havada bunu göze
alamadık. Oradaki büfeden kahve içip meşhur krovasanlarından yedik. Ama burada lezzetli
değillerdi. Vaktimiz olduğundan nehir boyunca yürümeye karar verdik. İyide
yapmışız. Bir iki köprüden sonra nehir seviyesine inen bir yol bulduk. Aşağı
inince ise bir nehir teknesinin yolcu aldığını fark ettik ve hemen gezi
teknesine bindik. Tekne ve giriş yerleri tekerlekli sandalyeye uygundu. Bunu
daha önceki incelemelerimden de biliyordum. Sorunsuzca tekneye bindik. 1 saat
10 dakika süren bu gezi için adam başı 12 Euro ödüyorsunuz.
Mutlaka
yapılması gereken bir gezinti. Rehberler acıkama yapıyor ama tabi Türkçe değil.
Bu turda görmemiz gereken birçok yapıyı görebiliyorsunuz. Mutlaka bu geziyi yapın.
Tekerlekli sandalye için bir sorun bulunmuyor.
.
Eyfel –
Chamıp de mars
Eyfel kulesi
bilindiği gibi Paris’in en önemli simgelerinden. Buraya otobüslerle ulaşmak
mümkün. Etrafında dolaşıp kuleyi iyice inceledikten sonra, asansörlere doğru
yöneliyorsunuz. Bilhassa yaz aylarında 4-5 saat sürdüğü söylenen uzun
kuyruklarla karşılaşıyorsunuz. Ancak tekerlekli sandalyeliler için giriş ayrı
bir kapıdan sağlanıyor. (Doğu ayağı) Burayı işaretlerden kolayca
bulabilirsiniz. Siz ve yakınlarınızı içeri alıp, hemen gişeye yönlendiriyorlar,
Biletleri aldıktan sonrada gene bir görevli sizi asansöre kadar götürüyor. Çıkış
kapısından, çıkışlar bitince öncelikle asansöre bindiriyorlar. Bu asansör sizi
doğruca 2.katta bulunan seyir terasına çıkartıyor. Buradan ikinci asansörle en
tepeye yani 3.kata çıkmak mümkün ama emniyet nedeni ile sanırım tekerlekli
sandalyeliler en üst terasa çıkartılmıyor. Ama zaten en iyi manzara birinci
terasta izlenebiliyor. Rahatça gezip dört bir taraftan Paris’i
seyredebiliyorsunuz. İnerken de ayni şekilde çıkış kapısından sıraya girmeden
asansöre binip aşağıya iniliyor. Mutlaka bu geziyi yapın. Tekerlekli sandalye
açısından hiçbir sıkıntısı yok. Belirttiğim gibi ayrıcalığı var. Tek.sandalyeli
ve yardımcısı için indirimli ücret uygulanıyor. 2.katta engelli tuvaleti mevcut.
Asansörden inip nehri arkanıza aldığınızda önünüzde geniş bir yeşil alan
bulunuyor. Chamıp de mars denilen bu alan düz ve tek.sandalye için çok uygun.
Buradan Eyfeli seyredebilir, bol bol fotoğraf çekebilirsiniz. Park bitiminde
gene otobüs durakları mevcut. Ya da yakın caddelere girip Paris sokaklarını
sandalyenizle rahatça gezebilirsiniz.
Otelimiz
zafer takına yakın olduğundan bir sonraki gün gezimize buradan başladık. Sırası
ile sanzelize, concorde meydanı Des Tuilereis
parkı ve louvre müzesini ayni güzergâhta gezebilirsiniz. Bu güzergahta
tek.sandalye için hiçbir sorun bulunmamakta azda olsa meyilde bize yardımcı
oldu. Hatta louvre’den Notre dama bile
gidebilirsiniz ama biraz yorucu olabilir. Şimdi bu yerleri tekerlekli sandalye
gözü ile yakından incelemeye başlayalım
Zafer Tak’ı
Napolyon
tarafından inşa edilen bu heybetli yapı geniş bir meydanın ortasında bulunuyor.
Bu meydan trafiğe açık olduğundan ve trafik sürekli aktığından burada taka
ulaşmak önemli sorun. Zira trafik ışığı bulunmuyor. Normal insanlar için tünel
yapılmış ama tek.sandalye için buradan ulaşmak mümkün değil. Zira biz asansör
göremedik. Biraz trafiği karıştırarak, biraz laf yiyerek tak’ın olduğu alana
ulaştık. Gerçekten haşmetli bir yapı. Yakından görülmesi gereken bir yapı.
Asansörle tepesine çıkılabiliyor ama daha önceki bilgilerimden bu asansörün
uygun olmadığı hakkında bilgi sahibi olduğumdan asansöre hiç yönelmedim.
Etrafında bir tur atıp, gene trafiğin içinden şanzelizeye doğru yöneldik.
Şanzelize
Çok geniş ve
önemli mağazaların ve kafelerin bulunduğu Paris’in önemli bir caddesi burası.
Tekerlekli sandalye için uygun kaldırımları ile rahatça gezebiliyoruz. Zafer takından
concorde yönüne doğru giderseniz azda olsa meyilden istifade edebilirsiniz.
Adettir diye bir kafede oturup kahvemizi içtik. Kafeler caddeye doğru camlı
makanlara sahipler. Burada masa ve sandalyeler caddeye dönük tam bir seyir
alanı. Bu nedenle de kafeniz bitip 10-15 dakika oturduktan sonra garson hesabı
önünüze koyuyor. Kibarca süre doldu kalkabilirsiniz demek istiyor. Bizde o
mesajı alıp yola düşüyoruz. Yani bir kahve içip saatlerce oturmak yok. Ama
sanırım içeride kapalı mekanda oturursanız bu kadar acele etmezler. Önemli
birkaç mağazaya girip, meraklıysanız bilhassa tanınmış otomobil firmalarının
mağazalarını gezip cadde turuna devam edebilirsiniz. Caddenin üzerine ülkenizi tanıtan
bir ekrandan tarihi ve turistik yerlerimizi gösteren dev bir ekranla
karşılaşmak hoşumuza gitti. Cadde Concorde meydanına kadar devam ediyor ama
yarısından sonra mağazalar bitiyor. Bu arada hoş bir sürprizle karşılaştık. Cin
Halk Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanının ziyareti nedeniyle bir süre sonra cadde
trafiğe kapatıldı. Az rastlanan bu olay nedeni ile caddenin bu boş halinde birçok
insan gibi bizde hatıra fotoğrafları çektirdik. Cadde bitti ve bizi concorde
meydanına getirdi.
Concorde
meydanı
Maria
antuanetin idam edildiği bu meydanını ortasında Osmanlının Mısır Valisinin
şehre hediye ettiği İstanbuldan da tanıdığımız bir sütun bulunmakta. Işıkları
kollayarak rahatça bu meydanı geçtik. Karşımızda büyük bir yeşil saha ve
ilerisinde muhteşem bir yapı olan louvre bulunuyordu.
Louvre Müzesi
Sonradan
biraz daha yol alıp tarihi binanın (u şeklinde) ortasında bulunan cam piramide
ulaştık. Ama yol boyunca onlarca Afrika kökenli seyyar satıcılardan bilhassa
çeşitli boylarda eyfel kulesi maketleri ve anahtarlıkları aldık. Buradan alış
veriş mağazalara göre oldukça ucuz. Ama mutlaka pazarlık yapın yarı yarıya
fiyat düşüyor. Zaten satıcılarda bunu bildiklerinden fiyatları öncelikle yüksek
söylüyorlar.
Cam piramit
aslında müzenin giriş kapısı, özel bir kapıdan bizi içeri aldılar. Müze girişi
alt katta olduğundan bizi platform şeklindeki bir asansörün önünde bıraktılar
ve beklememizi söylediler. Asansör belli zamanlarda hareket ettiğinden biraz
bekledik. Sonra üstü açık asansör bulunduğumuz kata geldi ve bizi görevli
asansöre aldı. Yavaş yavaş aşağıya indik ve geniş bir alanda asansörden indik.
Öncelikle şunu belirteyim ki müzenin %95 ine ulaşmamız mümkün. Çeşitli 18 adet genel
asansörler ve 20 adet özel asansörler bulunmakta. Hepsine ulaşmak için levhalar
asılmış. Rahatça ulaşabiliniyor. Ancak ülkemizde de yaşadığımız sorun burada da
mevcut. Asansörlerlere bilhassa ara katlarda binmek sorun. Zira dolu dolu
geliyor.
Bu alanda
gişelerden bilet alınıyor. Tek. Sandalyeliye ve refakatçisine ücret alınmıyor.
Engelliler için bilet sırasında beklememeleri için özel gişe bulunuyor. Ücret
alınmıyor ama bilet veriliyor. Çünkü her bölümün girişinde bilet kontrolü
bulunuyor. Buralardan da geçişte öncelik sağlanıyor ve özel kapılardan
geçişimiz sağlanıyor. Bu müzeyi gezmek
birkaç saatte mümkün değil. Önceki bilgilerimizde hareketle Leonardo da
Vincinin önemli eseri olan ve müzenin belki de en değerli parçası olan
Monaliza’nınbulunduğu resim bölümüne yönleniyoruz. Tüm çalışanlar her konuda
yardımcı oluyorlar. Aslında tüm Paris gezimizde bu yönden bir sıkıntı
yaşamadık. Yüzlerce yağlı boya resimlerin bulunduğu büyük koridorlardan geçip eserlere
şöyle bir bakıyoruz. Monalizanın bulunduğu bölüm özel levhalarca gösteriliyor.
Onları takip ederek önemli bir kalabalığın bulunduğu salona giriyoruz. Yüzlerce
insan pekte büyük olmayan tablonun önünde sürekli resim çekiyorlar. Kalabalığın
en arkasına girip ilerlemeye çalışıyoruz. Malum sandalye ile tabloyu görmek
için en öne gitmemiz lazım. Sabırla bekleyerek yavaş yavaş ilerliyoruz. Tablo
ile seyir kısmı arasında 1-2 metrelik boşluk bulunmakta. Tam öne geldiğimizde
görevliler beni fark edip yanıma geldiler. Ve önümüzde bulunan şeridi açıp beni
o boş tutulan alana aldılar. O zaman fark ettim ki yandan bu bölüme
tek.sandalyeliler için giriş yeri varmış. Tabi kalabalıktan fark edemedik.
Sizde giderseniz hiç arkalara gitmeden hemen tablonun önündeki bölüme gidin,
bizim gibi boşuna arkalarda beklemeyin. Böylece herkesten daha yakından tabloyu
görme imkanımız oldu. Resimler çekerek özel alandan ayrıldık.
Gelmişken bir
iki bölümü de gezerek iki saate yakın süren müze gezimizi sonlandırdık. Dediğim
gibi tüm müzeyi sadece gezmek için belki bir gün yetmez. Hele biraz yakından
inceleyelim derseniz sanırım 3-4 gün gezmeniz gerekir. Ama müze her yönü ile
tekerlekli sandalyeliler içim uygun. Ayrıca engelli tuvaletleri mevcut.
İndirin Louvre
Erişilebilirlik Göster
Notre Dame
Kamburu ile
meşhur olan kilise de Paris’te görülmesi gereken yapılardan. Giriş serbest ve
genel olarak tek.sandalyeye uygun. İçeride bir kaç basamak bulunmakta ve rampa
bulunmamakta. Yardım almak gerekiyor.
Lüksemburg
Bahçeleri
Öncenden
okuduğumuz notlarda görülmesi gereken yerlerden olduğu için burayı da görmek
istedik. Otobüsle ulaşmak gayet kolay. Geniş bir saray bahçesi. Tek.sandalye
ile rahatça gezilebilir. Bahçede çeşitli heykeller görülebilir. Ziyaretçilerin
dinlenmeleri için bol bol koltuklar yerleştirilmiş. Vaktiniz varsa görmekte
yarar var.
Lafeyette,
Paris’te alış
veriş pahalı olduğundan bu gibi yerlere pek rağbet etmesekte tanınmış bir
mağaza olduğundan lafeyetteyi görmek istedik. Paris’te bir iki şubesi olan bu
mağazanın en güzel şubesi olan ve tarihi opera binasının yanında bulunan
mağazasına ulaşmak otobüsle mümkün. Bu arada otobüs biletleri 1,5 Euro ve engellilere
de ücretli. Mağazanın hepsini gezmeden alt katlarında gezindik. Bina çok güzel
dekore edilmiş. Vaktiniz vara görülmesi gereken bir yer. Tek.Sandalye için de
uygun.
Yeme içme
Paris’te birçok
lokanta ve Kafelerde yemek yiyebilirsiniz. Biz önceden planladığımız üzere Leon
lokantasında midye yemeyi tercih ettik. Şanzelize caddesinde bulmanız mümkün.
Üç kişi yaklaşık 100 Euro ile iyi bir midye ziyafeti çektik. Paris’in ekmekleri
ve soğuk sandviçleri meşhur. Zaten park ve bahçelerde aldıkları sandviçleri
afiyetle yiyen birçok insan görebilirsiniz. Hem de hesaplı bir şekilde
karnınızı doyurmanız mümkün. Burada Mc Donald tipi hızlı yemek kültürü fazla
yer almıyor. Biz de şanzelise üzerinde bulunan Paul’de sandviç ve krovasan ile kahvaltı yapmayı tercih ettik. Paris’in bilhassa ekmekleri çok lezzetli.
Tavsiye ederim. Şanzelizede bulunan bu mekândan değişik ekmekler alıp,
yanımızda getirdik.
Türkiye’de ve
her yerde olduğu gibi burada da aşınası olduğumuz starbucks Cafe’de kahve içip pastalarından yemeyi ihmal etmedik. Şanzelizede Galeria Des Arcades pasajında
bulunan bu kafe bizim diğer gezilerimizde olduğu gibi önemli uğrak yerimiz
oldu.
Tekerlekli
sandalyeliler için Paris
Sonuç olarak
notlarımda da belirttim gibi Paris’te önemli yerler tekerlekli sandalyeli
engelliler için uygun. Yanınızda refakatçi olmak şartı ile gerek yayan ve
gerekse otobüslerle çok rahat gezebilirsiniz. Uygun bir bilet ayarlayıp,
booking.com aracılığı ile uygun bir otel bulup bilhassa bahar aylarında bir
Paris gezisi yapmanızı tavsiye ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder